Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

COĞRAFYA KADER OLMASIN!

07 Mart, 2019

 “Coğrafya kaderdir” demiş İbn-i Haldun... Evet, insan nerede doğarsa oranın  suyuyla yıkanır, o topraklar biçimlendirir geleceğini. Tıpkı  annelerin sancılı çığlığı ile doğan her kız çocuğun kaderiyle doğması gibi…Hangi coğrafyada doğarsa doğsun o toprakta evlat olur kız çocuğu, kardeş olur, eş olur, doğurur anne olur.. Kâh tarlada nasır tutar elleri, kâh fabrikada işçi olur... Çalışır, üretir emekçi olur... Emek der, hak der, eşitlik der, 40.000 kişilik  grevin içinde direnişin sesi olur, yanan 129 bedenin küllerinden  8 Mart 'ta kadınların sesi olur... Cepheye koşar erkeğin yanında kurtuluşun kahramanı Kara Fatma olur... Yükselir Atasının omuzlarında, özgürce uçar göklere  Sabiha Gökçen olur. Karanlıkları aydınlatır kara tahta başında Refet Angın olur... Atasının sayesinde kadın bu ülkede insan olur, her şey olur...

 

O kadınlar ki, "Bir topluluk, bir ulus, erkek ve kadın olmak üzere iki ayrı cins insandan oluşur. Bir ulusun bir bölümünü geliştirip diğer bölümünü geliştirmeden toplumun tümünün gelişmesi olanaksızdır. " diyerek birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan, çok eşliliği kaldıran, eşit eğitim hakkı getiren, kadınların iş hayatına katılmasını sağlayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kazandırdığı haklarla  zincirleri kıran aydın kadınlar...

Bugün karşımızda duranlar ise, bu uzay cağında, Atamızın bizlere bıraktığı bu topraklarda, onun verdiği hakları kaybetmemek için  karanlık zihniyetlerle ve cahillikle boğuşarak  var olma mücadelesi veren kadınlar...

 

Tacize uğrayıp öldürüldüklerinde bile namusu masaya yatırılan kadınlar..

Fikirleri eteklerinin boyuyla ölçülüp, kıyafetlerinden namus karnesi çıkarılan, duracağı yeri erkeğin belirlediği kadınlar...

Uğradığı tacizlerin, tecavüzlerin, şiddetin üzeri örtüldükçe o örtünün altında ezilip yok olan kadınlar.. Suskunluğun sesinde boğulan, varlığı, mücadelesi, kişiliği yok sayılan kadınlar..

Törelerin elinde can çekişip olup giden kadınlar...

 

Evet bugün 8 Mart, bugün o kadınların sesi olma günü, bugün sömürüye, baskıya, zulme, haksızlığa, eşitsizliğe karşı mücadele ve dayanışma günü.

Bebeklikten bu yana sindirilmiş, bastırılmış ve kalıplara sokulmaya çalışılmış kadınların uğradığı taciz, tecavüz ve şiddete karşı başkaldırma günü..

 

"Bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer yarısının göklere yükselmesi mümkün müdür?" diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş aydınlık  yolda ilerleyerek  insan hakları merkezli, yaşanabilir bir dünya için, kadının etkinlik alanının güçlendirildiği, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlandığı, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtıldığı, aydın bir geleceğe yol alma  günü…

 

Anadolu Eğitim Sendikası olarak, kadına yönelik her türlü baskının, şiddetin, tecavüzün, tacizin, sömürünün, ayrımcılığın, eşitsizliğinin karşında durup mücadele eden herkesin yanında; kadını dışlayan, onu birlikte düşünme, birlikte üretme, birlikte eşit ve  insanca yaşama süreçlerinden kopartan her türlü uygulama ve anlayışın, kadını yok sayan, ezen,  ayrıştıran  karanlık zihniyetin karşısındayız.

 

 Kadınlar için aydınlık sığınaklar aramıyoruz, her kadının  karanlıkları aydınlatan bir ışık kaynağı olmasını için mücadele ediyor ve bunun sadece eğitimle mümkün olacağını biliyoruz... Asıl savaşımız kadınları bu kalıplara sokan gerici zihniyetle olan savaşımızdır… Bu savaşı kazanmanın tek yolu eğitimdir.

 

Coğrafya kader olmasın, her kadın kendi ışığıyla aydınlatsın doğduğu toprakları..

 

Kadınlarımızın eşitlik,  özgürlük,  barış dolu güzel bir dünyada; ötekileştirilmeden,  ezilmeden,  sömürülmeden, taciz, şiddet ve tecavüze maruz kalmadan insanca yaşamaları umuduyla 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü Kutlu olsun!

 

Ayşen KOBYAOĞLU

AES Kocaeli Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri

Yorum Yap