Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

AES Mesleki ve Teknik Eğitimin Sorunlarına Taraftır

27 Ekim, 2016

Ülkemizin ancak ve yalnız eğitimle kalkınacağına inanan Anadolu Eğitim Sendikası, meslek sahibi ve nitelikli bir nüfus için mesleki eğitimi her zaman öncelikli gündeminde almıştır. Siyasi tartışmaların ve çıkarların gölgesinde kurban edilen meslek liselerinin ve özverili eğitim ordusunun sorunlarının çözümü adına yapıcı, uygulanabilir çözüm önerilerini raporlaştıran sendikamız, MEB ev sahipliğinde Antalya’da gerçekleşen ulusal eğitim kongresinde tarafını ortaya koymuştur.

Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet YILMAZ başta olmak üzere tüm bakanlık bürokratlarının yanı sıra, YÖK, mesleki ve teknik kurumlarının değerli yönetici ve eğitimcileri, sivil toplum örgütleri, sektör temsilcileri yanında öğrenci ve velilerin katılımıyla gerçekleşen kongrede AES Mesleki ve Teknik Eğitim Komisyonu Raporunu sunan sendikamız sürecin de takipçisidir. Ulusal Eğitim Kongresine Genel Başkanımız Sayın Cansel GÜVEN ve AES Mesleki ve Teknik Eğitim Komisyonu Başkanı Sayın Ali ÖZGÜL temsili ile katılım gösterdiğimiz “Eğitimden Üretime Sektörle İşbirliğine” başlığında 24-25 Ekim 2016 Tarihlerinde Antalya’da gerçekleşti.  İki gün buyunca üç ayrı salonda alanının temsilci ve sözcüleriyle gerçekleşen panel başlıkları şunlardır:

Mesleki Eğitim- İstihdam İlişkisi

Mesleki Rehberlik ve Kariyer

Mesleki ve Teknik Eğitimde Eğitimcilerin Eğitimi

Sendikalar Gözüyle Mesleki ve Teknik Eğitim

Mesleki Yeterlilikler

Mesleki ve Teknik Eğitimde Çalışmaları ve Uygulamaları

İşletmelerde Mesleki Eğitim

Ahilik ve Değerler Eğitimi

Meslek Yüksekokullarının Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri

Tematik Okullar, Özel Mesleki ve Teknik Okulları ve Teşvikler

Mesleki Yeterliliklerin Belgelendirilmesi

Mesleki ve Teknik Eğitimde Proje Uygulamaları

Hayat Boyu Öğrenme

Endüstri 4.0 ve Uygulamaları

Basın Gözüyle Mesleki ve Teknik Eğitim

Ali ÖZGÜL başkanlığında AES Mesleki ve Teknik Eğitim Komisyonunun hazırladığı genel merkez yönetimimizce onaylanan, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Bilgisine sunulan rapor ise ektedir. Mesleki eğitimin şeklen değil, gereğince verildiği, ülke kalkınmasına lokomatif olduğu günler görme dileği ile paydaşlarımızla paylaşıyoruz.

Anadolu Eğitim Sendikası

 

 

 

MESLEKİ EĞİTİMİN TEMEL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

23/24 Ekim 2016 MEB II. Mesleki ve Teknik Eğitim Kongresi ANTALYA

GİRİŞ

Beşeri sermaye teorisine göre bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli unsurlardan biri, o ülkenin sahip olduğu insan kaynaklarının niteliğidir.Dünya Ekonomik Forumu 2015 Beşeri Sermaye Raporuna göre Türkiye’nin 2015 yılı Beşeri Sermaye Endeksiyaş gruplarını gözetmeden yaptığı sıralamada Türkiye 124 ülke arasında 68. konumdadır. Aynı sıralamada ilk üçü Finlandiya, Norveç ve İsviçre oluştururken Yemen sonuncu sırada yer alıyor. Bu doğrultuda, değişen koşullara uyum sağlayabilen, sorun giderebilen, çevresi ile iyi iletişim kurabilen, takım çalışması yapabilen, mesleğinin gerektirdiği temel bilgi ve becerilere sahip, yetişmiş mesleki ve teknik insan gücü, kalkınmanın itici gücünü oluşturmaktadır (Adıgüzel ve Berk, 2009: 221).

Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalkınmasında mesleki eğitimi önemli bir araca dönüştürebilmek için sistem içindeki mevcut sorunları çözümlemek öncelikli amaçlardan biri olmalıdır. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyetinin 100. yıl dönümü olan 2023 için Dünyanın en büyük on ekonomisi içindebulunma  gayretinde  olduğu düşünüldüğünde, imalat sanayinde yapısal dönüşümü sağlayacak nitelikli işgücünün bir an evvel yetiştirilmesi bir  zorunluluktur. 

Gerçekten  de  günümüz  eğitim  sistemi,  Türkiye’nin  mevcut  ekonomik  ihtiyaçlarını  bile karşılamaktan  uzaktır.  Dolayısıyla gittikçe büyüyen  ve  çeşitlenen  bir  ekonomik  yapının  ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için mesleki eğitim sisteminin iyileştirilmesi, kalitesinin artırılması gerekir. Ayrıca, kaliteli eğitim sunma,  ekonomik faydanın çok ötesinde toplumsal faydalar da getirmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2014a: 42).

Ekonomik gelişme sürecinde bu kadar önemli olan mesleki eğitimin Türkiye’de bugüne kadar ihmal edilmiş olması kabul edilemez. Her ne kadar yıllardır hükümetlerin üst politika metinlerinde ve özel sektör ile sivil toplum örgütlerinin projelerinde mesleki eğitim üzerinde çokça durulmaya başlanmış olsa da halen bir çözüm getirilebilmiş değildir.

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM VE AMACI

Mesleki eğitim; toplumsal hayatın her alanında ihtiyaç duyulan mesleklerde kalifiye teknik elemanlar yetiştirilmesi için gerekli bilgi ve becerilerin verildiği eğitimdir.

Mesleki eğitimin amacı, toplumun hedefleri ve iş çevrelerinin talepleri doğrultusunda bireylere belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve uygulama yeterliliklerinin kazandırılmasıdır.

Teknik eğitim, ileri düzeyde fen ve matematik bilgisi ile uygulamalı teknik yetenekleri gerektiren, meslek hiyerarşisinde orta ve yüksek kademeler arası düzey için gerekli  bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran ileri düzeyde bir meslek eğitimidir.

 

MESLEKİ ve TEKNİK EĞİTİM NEDEN ÖNEMLİ?

Ülkelerin gelişmesinde ve kalkınmasında sanayileşmenin temel unsuru olan bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip yüksek verimi gerçekleştirecek kalifiye insan gücünün yetiştirilmesi gerekmektedir. Kalifiye elemanların bilgi ve becerisi, ekonomik başarının temelidir. Meslek eğitimi özellikle iki amaca yöneliktir. Bir tarafta genç insanlara başarılı bir meslek yolu hazırlamak, diğer yandan ekonomiye vasıflı eleman yetiştirmektir. Günümüzde, hızlı teknolojik değişme ve dünya düzeyindeki yapılaşma değişiminde Mesleki Teknik Eğitimin öneminin çok büyük olduğu herkes tarafından bilinen ve söylenen gerçektir.

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirecek, gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlanmasında ve Ülkemizin kalkınmasında en önemli unsur haline gelmesinde Mesleki Eğitimin önemi çok büyüktür.

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN KALİTE ÖLÇEĞİ

Öteden beri mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içerisindeki payının %65’lere getirilmesi hedefi güdülmektedir. Oysaki mesleki ve teknik eğitimdeki sorun sadece eğitim içerisindeki pay değil, kalitede bir sorun. Mesleki ve teknik ortaöğretim okullaşma oranının %65 olması,  mesleki  ve  teknik  eğitimde  anahtar  beceriler  ve  mesleki  temel  yetkinlikleri  yeterince kazandırmadıktan sonra bir anlam ifade etmemektedir. Küreselleşmenin etkisi, rekabetin ve kamu denetiminin artması, insanların ekonomik güçlerinin ve eğitim düzeylerinin yükselmesi gibi nedenlerle toplumun kalite beklentisi giderek artmaktadır (Özsoy, 2013: 181).

Mesleki eğitimde karşılaşılan kalite odaklı sorunlar, beklenen eğitim çıktılarının gerçekleşmesine engel oluşturmakta ve böylece önemli bir kaynak israfına yol açmaktadır. Verimlilik bilindiği gibi çıktı/girdi biçiminde ifade edilir. Mesleki eğitimin verimli olması için girdilerin ve eğitim sürecinin,  programdan beklenen hedefleri karşılayacak kalite ve standartta olması gerekmektedir.

En önemli girdi olan öğrenci açısından kalite unsuru değerlendirildiğinde meslek lisesini  tercih eden öğrencilerin daha önce aldıkları temel eğitimde eksikleri olduğu, liseden de bu eksikleri gideremeden mezun oldukları ifade edilmektedir. Girdideki bu kalite sorunu elbette ki çıktıdaki kalite sorununu da etkilemektedir. Sınavsız geçiş haklarını kullanarak meslek yüksekokullarına devam eden mezunlar, bu kalite sorununu yükseköğretim aşamasına da taşımaktadırlar (TÜRKONFED ve ERG, 2006: 31).

Mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlarının % 48sınavsız geçiş hakkını kullanarak bir yükseköğretim programıyla ilişkisi bulunmaktadır. (ERG ve KOÇ, 2012: 27)

Sınavsız geçiş sistemi, bilgi ve eğitim seviyesini büyük ölçüde düşürmüştür. Meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin aslında yüksekokul öğrenimini izleyebilecek düzeyde olmadıkları tespit edilmiştir.  Sınavsız olarak üniversitelere girmiş olmaları,  fazla çalışmadan mezun olabilecekleri yanılgısına yol açmış ve bu durum öğrencilerin başarısızlıklarını artırmıştır.

Meslek yüksekokulları üzerine yapılan çalışmalara göre, öğrencilerin temel fen vematematik derslerinin zayıf olduğu, mezunların yaklaşık % 95’inin temel matematik kurallarında yetersiz olduğunu belirlenmiştir (ERG ve KOÇ, 2012: 24)

 

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

SORUN:1-Gelişen teknoloji ile sürekli yeni mesleki alanlar ve teknolojik ürünler ortaya çıkmaktadır. METE ler bunlara uyum sağlamaktan çok uzaktadır.

ÇÖZÜM:1-Mesleki eğitim kurumları dinamik bir yapıya kavuşturulmalı ve bu konuda yapısal değişimler yapılmalıdır. Mesleki eğitim veren kurumların bu değişken durumlara karşı bina-araç gereç-eğitimcilerin eğitimi-müfredat konularında güncellenmesi gerekmektedir. Elbette tüm bunları yapmak bir maliyete neden olacaktır. Mesleki ve Teknik eğitim pahalı bir eğitimdir. Bu yüzden Meslek ihtiyaç analizlerinin sürekli yapılması ve oluşabilecek ihtiyaçları önceden kestirilerek bu alanda projelerin geliştirilmesi gerekmektedir.

1.1-Mesleki eğitimdeki okul binalarının artık bir merkezden tip proje şeklinde yapılması bırakılmalı, bölgenin ve mesleğin ihtiyacına göre projeler üretilmelidir.

1.2-MTEGM(Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü) tarafından hazırlanmış olan Atölye ve Laboratuvarların Standart Donanım listelerindeki araç-gereçlerin mümkün olduğunca kısa sürede karşılanması gerekmektedir.

1.3-Bireysel öğrenme materyallerinde ki eksiklerin bir an önce giderilmesi ve bu konuda öğrenci merkezli öğrenme yerine öğretmen merkezli eğitime biraz daha ağırlık verilmesi gerekmektedir. Çünkü öğrenciler öğrenci merkezli eğitimde yeterli düzeyde uygulayarak öğrenme disiplinini sağlayamamaktadır. Öğretmenlerin bölgenin istihdam, öğrenci ve atölye kapasitesine göre uygulama faaliyetlerini belirlemede mevcut müfredat içinde özgür olmalıdır.

SORUN:2-Mesleki ve teknik eğitimde önemli problemlerden biri de nitelik sorunudur. Mesleki

Teknik eğitim öğrencilerinin seviyelerinin gerektirdiği mesleki yeterlilikleri kazanamadıkları görülmektedir. Bu kanaat hem mesleki eğitimde görev yapan öğretmenler, hem öğrenciler hem de işverenler tarafından dile getirilmektedir.

 

ÇÖZÜM:2-Toplumun Meslek Lisesi algısının değiştirilmesi gerekmektedir.Bu algının değişebilmesi bakanlık ve sektör temsilcilerinin katkıları ile televizyonların en çok izlenen saatlerinde Mesleki Eğitimin önemi ve geleceği ile ilgili kamu spotları yayınlanmalıdır.

 

2.1-Basın yayın organlarında birer sektör oldukları için, bu niteliksiz mesleki eğitimden mutlaka etkilenmektedir veya etkileneceklerdir. Bu konuların basın ve yayın kuruluşlarında daha çok dile getirilmeleri gerekmektedir.

 

2.2-Ortaokul kurumlarının tanıtım ve yönlendirme faaliyetlerinde daha gerçekçi olmaları gerekmektedir. Genellikle akademik başarısı düşük, devam ve disiplin sorunu yaşayan öğrencilerin meslek liselerine yönlendirmeleri yapılmaktadır. Ortaokullara ders saati düşük bile olsa not ile değerlendirilmeyen Meslekleri Tanıma dersinin koyulması ve bu dersin işlenişi esnasında her meslek gurubundan başarı sağlamış sektörden kişilerin birebir tanıtılması ve öğrencilerin sohbet edebilmesi sağlanmalıdır.

 

2.3-Oldukça eski durumdaki Meslek Liselerinin yıkılması ve yerine daha modern görünüme ve ihtiyacı karşılayacak özeliklere sahip binalar yapılması, toplumun ve öğrencilerin bakış açısını değiştirebilir.

  

SORUN:3-Meslek Dersi Öğretmenlerinin özlük haklarında eksiklikler, sorunlar vardır.

 

ÇÖZÜM:3-Mesleki Eğitim veren öğretmenler maaş karşılığı 20 saat zorunlu ders okutmak zorundalar. Bu durum ise Genel Kültür dersi öğretmenlerinde 15 saattir. Buna karşılık Meslek dersi öğretmenlerinin derse hazırlık planlama ek ders ücretleri de genel kültür dersi öğretmenleri gibi 10 ders saatine karşılık 1 ders saatidir. Fakat Meslek dersi öğretmenleri uygulama dersine hazırlanırken atölye ortamlarını derse uygun hale getirmek, öğrencilerin uygulamada kullanacakları temrin malzemelerini, araç ve gereçlerini düzenlemek, atölyenin temizliği, arızalanan makine ve teçhizatın bakım ve onarımı, iş güvenliği önlemleri almak gibi zorunlulukları vardır.Meslek dersi öğretmenlerinde Alan ve Atölye şeflerine verilen Planlama Bakım Onarım görevinin en az 4 saat olarak verilmesi ve ek ders olarak ödenmesi gerekmektedir.

 

3.1-Müdür yardımcısının genel olarak mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde 13 maddelik görevi vardır. Bu görevleri yaparken genel olarak diğer müdür yardımcılarıyla görev paylaşımı yapılır ve bu görevleri daha da azalır. Ve maaş karşılığında sadece 6 saatlik derse girme mecburiyeti vardır.

 

Aynı statüde olması gereken, Alan Şeflerinin ise kendilerine ait mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde 27 maddelik görevi vardır. Bu görevlerinin yanında da aynı zamanda öğretmenlik görevini yerine getirdiğinden yani 20 saati maaş karşılığı, 20 saatte zorunlu ek derse girdiğinden bu zorunlu ek dersin 10 saatini egzersiz görevi olduğunu kabul edip bu görevi düşersek toplam olarak 30 saat derse girerek öğretmenlik görevini yerine getirmektedir. Alan şeflerimizin yakından işletmeleri ziyaret ederek teknolojiyi yakından takip etmeleri imkansız hala gelmektedir.

 

3.2-Meslek öğretmenleri Teknik personel olarak kendi okulunun, MEB bağlı diğer okulların ve kamu kuruluşların zaman zaman boş zamanlarında milli ve devletçi duygularla işlerini de yapmaktadırlar. Daha önceki yıllarda yer alan yıpranma paylarının yeniden gözden geçirilip emekliliğe esas sürelerde düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

 

3.3- Ek ders ücretleri gündüz öğrenimi için 140, gece öğrenimi için 150 katsayısının maaş katsayısı ile çarpımı miktarınca ödenmektedir. Çıkan miktardan gelir ve damga vergisi kesilmektedir. Yetiştirme ve destekleme kurslarında görev alan öğretmenler gündüz ek dersin 2 katını almaktadır. Buna karşılık Mesleki Açıköğretim Lisesi ve Yaygın Eğitim meslek kurslarında görev alan Meslek dersi öğretmenleri ise  sadece gece dersi ücreti almaktadır. Buda hakkaniyet ölçüsünü zedelemektedir.

 

3.4-Meslek liselerini tercih eden öğrencilerin sayılarındaki ciddi düşüşler (ki bunlar bazı illerdeki okullarda son 3 yılda %50 yi bulmaktadır) öğretmenlerimizin norm kadro fazlası olmalarına neden olmaktadır. Genel kültür dersi öğretmenlerimiz gibi o ilde okul seçme hakkı sınırlı olan hatta hiç olmayan öğretmenlerimiz bu durumda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu durumu ancak Mesleki eğitim kalitesini güçlendirme çalışması içinde yer alana uygulamalı derslerdeki öğrenci gurup sayılarını yeniden düzenlenerek bir müddet kontrol altında tutulabiliriz.

 

SORUN:4-Meslekte uzun yıllarını harcamış bir çok meslek dersi öğretmenimiz maalesef mesleğe ilk başladıkları yıllardaki eğitim anlayışı ve teknolojik bilgiye devam etmektedirler. Bu da gelişen teknoloji öğrencilere aktarmalarda ciddi sorunlar doğurmaktadır.

 

ÇÖZÜM:4-Bakanlığımız meslek dersi öğretmenlerimizi sektörle ciddi bir çalışma yaparak, sektörün desteği ile ilgili alanlarda meslek okullarında değil sektörün bizzat kendi içinde hizmetçi eğitim almalarını zorunlu kılmalıdır.

 

4-1:Meslek dersi öğretmenlerimizin birçoğumeslekleri ile ilgili fuarları, konferans ve çalıştayları takip etmemekte veya ekonomik nedenlerden dolayı edememektedir. YÖK te olduğu gibi bu tür çalışmalara katılacak öğretmenlerimize yolluk ve yevmiye konusunda yardımcı olunması gerekmektedir.

 

SORUN:5-Mesleki ve Teknik Liselerine yönetim anlayışındaki sorunlar

 

ÇÖZÜM:5-Mesleki ve Teknik okullara Müdür olarak atanacaklarda aranması gereken öncelikli kriterin

Meslek Dersi öğretmeni olması gerekmektedir. Ayrıca buraya atanacak Müdürleri sadece yönetici seçme sınavı ile değil aynı zamanda CV leride göz önüne almak gerekmektedir. Mesleki alandaki tecrübesi, sektör eğitimleri, katıldığı mesleki hizmetçi eğitim faaliyetleri, yüksek lisanslılara öncelik verilmelidir. Yine bu okulların öğrenci sayısına göre en az 1 yada 2 müdür yardımcısının meslek dersi öğretmeni olması gereklidir.

 

ÇÖZÜM:5-1-Tematik Meslek Liselerinin açılması doğru bir karardır. Lakin bu okullara öğretmen ataması yapılırken torpilden çok CV yöntemi izlenmelidir. Bu liselere akademik başarısı yüksek öğrenciler seçilmeli ve Yükseköğretimin Mühendislik alanlarına geçişlerinde ek puan uygulamasına geçilmeli ve bu alanlarda belli oranlarda kontenjan açılmalıdır.

 

SORUN:6-İşletmede beceri eğitimi dersine yönelik sorunlar.

 

ÇÖZÜM:6-Nufusu belli sayının altında ve alanında sektör bulunmayan yerleşim yerinde açılan meslek liselerinin en büyük sorunu işletmelerde beceri eğitimin özüne uygun şekilde yapılamamasıdır.Bu durumda kasaba ilçe gibi işletmelerin az olduğu hatta olmadığı yerlerde öğrencileri bu eğitimi okulda almakta buda bu dersin amacına ulaşmamızda bir engel olmaktadır.Bu bağlamda siyasi kaygılarla her yerleşim yerinde bu okulların, alan ve dalların açılmaması gerekmektedir bölgenin iş istihdam analizleri incelenmeli ve iş istihdam olanağı yüksek yerlerde bu okullar açılmalıdır.Pahalı olan bu eğitimin yatırımının çöpe atılmaması lazım.

 

6:1-İşletmelerde beceri eğitimi dersinde karşılaşılan en büyük sorunlardan bir tanesi öğrencileri ucuz iş gücü olarak gören işletme sahipleridir. Öğrencileri alanları dışında kullanmaktadırlar.(getir götür işleri, özel işlerinde kullanma vb.)Devlet 20 kişinin altında işçi çalıştıran işletmelerdeki staj ücretini asgari ücretin %15 olan oranını yükseltmesi elzemdir.İşletmelerdeki usta öğreticilerin yetersizliği, işletme sahiplerinin mesleğin uzmanı olmamaları gibi konularında bu dersin amaçlarını yerine getirmesindeki en önemli etkendir.

 

6:2-3308 sayılı Kanun gereği 20 kişi ve üzerinde işçi çalıştıran işletmelerin işçi sayısının en azı %5 en fazlası %10 u kadar stajyer çalıştırma yükümlükleri vardır. Fakat bu durum yeterince denetlenmemekte ve yaptırım uygulanmamaktadır. Bu konunun mutlaka denetmeler tarafından titizlikle denetlenmesi gereklidir.

 

6:3-İşletme sahiplerinin en büyük şikayeti nitelikli insan gücü bulamamaktır.Fakat nedense kendileri bu konuda en ufak  bir çalışma içine girmemektedirler. Büyük şehirlerdeki ciddi sektörler dışında KOBİ ler bu anlayıştan uzaktırlar. Bulundukları ilin Mesleki ve Teknik okullarını tanımayan bilmeyen ziyaret etmeyen bu okulların sorunlarının çözümü için destek olmayan ama her seferinde meslek okullarından nitelikli ve yeterli eleman yetiştirmediğini iddia eden firma sahipleri.Bu konuda ilde Ticaret Sanayi Odaları, Esnaf odaları ve Milli Eğitim Müdürlükleri ciddi çalışmalar yapmalı, sektör, okul ve ailelileri buluşturmalıdır. Bunla hep yazıda kalıyor ama bir türlü uygulanmıyor.Bu nedenle İl-İlçe Milli eğitim Müdürlüklerinin Mesleki ve Teknik eğitimden sorumlu  şube müdür veya müdür yardımcılarının mesleki eğitime gönül vermiş, sektörle işbirliği içinde olan, teknolojiyi takip eden Meslek dersi öğretmenlerinden seçilmesi önem arz etmektedir.

 

 

SORUN:7-Mezunların istihdamına yönelik sorunları

 

Mesleki eğitim diğer politik tartışmaların gölgesinden çıkarılmalıdır. İmam hatip liselerinin meslek lisesi kapsamında olması, bu okullara yönelik politika ve tartışmaların mesleki eğitim üzerinden yapılmasına yol açmaktadır. Meslek liseleri için yapılması gereken doğrular imam hatip endişesi nedeniyle geriye itilmektedir. İmam hatip liseleri ekonomi-sanayi ve hizmet sektörü açısından bir meslek lisesi değildir. Meslek lisesi imam hatip lisesi sorunu ayrıştırılmalı, her iki konuya farklı çözümler getirilmelidir.

 

TUİK 2014 Eğitim Durumuna göre İş Gücü İstatistikleri

 

Genel Lise mezunlarının işsizlik oranı oldukça yüksektir. Bu mesleksiz mezunlar ya işgücü piyasasında mesleksizler sınıfına dâhil olmakta ya da işgücü piyasasına girememektedir(özellikle kızlar ev kadını olmaktadır). Bu nedenle, mesleki eğitimin sadece meslek liseleri ile sınırlı kalmaması, genel liselerde de öğrencilere bazı temel mesleki becerilerin kazandırılması gerekir. Bu temel becerileri alan kişilerin daha sonra mesleki eğitimle meslek sahibi olmaları daha kolay olacaktır. Bunun için genel liselere seçmeli bazı meslek dersleri konulabilir. Nitekim bu gün ABD, İngiltere gibi ülkelerde mesleki eğitim yüksekokulda verilmekte, ancak ilk ve orta öğretimde öğrencilere meslekler tanıtılmakta el becerileri geliştiren bazı dersler verilmektedir.

 

SORUN:8-Mezunların Yükseköğretime geçişteki sorunları

Bugünkü meslek lisesi “düşük başarılı öğrenciler”, “düşük kalitede eğitim” “düşük statülü işler” “üniversite yolu kapalı” imajını içermektedir. Bu imaj değiştirilmelidir. Orta öğretimde reform yapmak isteyen ülkelere önerilerin başında bu imajın değiştirilmesi ve üniversite yolunun desteklenmesi vardır.Üniversite yolu tıkalı bir okula aileler çocuklarını göndermek istememektedir. Bu da bu okullarda başarısı düşük öğrencilerin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Başarılı öğrencilerin meslek liselerine girmesi, bu okullarda eğitim seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacaktır.

 

ÇÖZÜM:1- Meslek lisesi mezunlarına üniversiteye girişte diğer mezunlara oranla alanlarına göre pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Alanları ile ilgili tercihlerinİ ilk 5 sırada yazanlara burs verilmeli istihdam garantisi sağlanmalıdır. Yine alanları ile ilgili tercihlerde mutlaka kontenjan ayrılmalıdır. Çünkü uygulamanın içinden gelen bir meslek liselinin Mimar Mühendis ve diğer meslekte olmaları ciddi nitelik kazandıracaktır.

 

TÜRKİYE NÜFUSUNUN BEŞERİ SERMAYE ENDEKSİNİ YÜKSELTECEK

KALİTELİ VE NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ İÇİN ÖNERİLERİMİZ

 

  • Mesleki eğitimin cazibesinin artırılmasına yönelik kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları ve iletişim kampanyaları etkin kullanılmalıdır.“Meslek lisesi memleket meselesi” sloganını bir temenni olmaktan çıkarıp, ivedikle somut adımlar atılmalıdır.
  • Mesleki eğitime akademik başarısı yüksek öğrencileri yönlendirmek için sürekli kamu spotları yayınlanmalıdır. Nasıl cerrahların el becerisi yanında akademik bilgileri olması gerekiyorsa, bir teknik personelinde sadece el becerisi yeterli olmamaktadır.
  • Mesleki eğitim diğer politik tartışmaların gölgesinden çıkarılmalıdır. İmam hatip liselerinin meslek lisesi kapsamında olması, bu okullara yönelik politika ve tartışmaların mesleki eğitim üzerinden yapılmasına yol açmaktadır. Meslek liseleri için yapılması gereken reformlar imam hatip tartışmaları nedeniyle geriye itilmektedir. İmam hatip liseleri ekonomi-sanayi ve hizmet sektörü açısından bir meslek lisesi değildir. Meslek lisesi imam hatip lisesi sorunu ayrıştırılmalı, her iki konuya farklı çözümler getirilmelidir.
  • Bugünkü meslek lisesi algısı“düşük başarılı öğrenciler”, “düşük kalitede eğitim” “düşük statülü işler” “üniversite yolu kapalı” imajını içermektedir. Bu imaj değiştirilmelidir. Orta öğretimde reform yapmak isteyen ülkelere önerilerin başında bu imajın değiştirilmesi ve üniversite yolunun desteklenmesi vardır. Üniversite yolu tıkalı bir okula aileler çocuklarını göndermek istememektedir. Bu da bu okullarda başarısı düşük öğrencilerin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Başarılı öğrencilerin meslek liselerine girmesi, bu okullarda eğitim seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacaktır.
  • Meslek lisesi mezunlarına üniversiteye girişte diğer mezunlara oranla alanlarına göre pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Alanları ile ilgili tercihlerini ilk 5 sırada yazanlara burs verilmeli istihdam garantisi sağlanmalıdır. Yine alanları ile ilgili tercihlerde mutlaka kontenjan ayrılmalıdır. Çünkü uygulamanın içinden gelen bir meslek liselinin mimar mühendis ve diğer meslekte olmaları ciddi nitelik kazandıracaktır.
  • Genel lise mezunlarının işsizlik oranı oldukça yüksektir. Bu mesleksiz mezunlar ya işgücü piyasasında mesleksizler sınıfına dâhil olmakta ya da işgücü piyasasına girememektedir(özellikle kızlar ev kadını olmaktadır). Bu nedenle, mesleki eğitimin sadece meslek liseleri ile sınırlı kalmaması, genel liselerde de öğrencilere bazı temel mesleki becerilerin kazandırılması gerekir. Bu temel becerileri alan kişilerin daha sonra mesleki eğitimle meslek sahibi olmaları daha kolay olacaktır. Bunun için genel liselere ve ilköğretimdeki öğrencilere seçmeli öğrencilere meslekler tanıtılarak el becerileri geliştiren bazı dersler konulabilir.
  • Mesleki yeterlilikler kazandıran eğitim ve öğretim kurumları, mesleki eğitim programlarını ulusal meslek standartlara uygun olarak geliştirmeli. Bu kurumlar ve programlarının akredite edilmesi ile ilgili çalışmalara hız verilmedir.
  • Mesleki ve teknik okullara müdür olarak atanacaklarda aranması gereken öncelikli kriterinmeslek dersi öğretmeni olması gerekmektedir. Ayrıca buraya atanacak müdürleri yönetici seçme sınavı başarısı yayında aynı zamanda mesleki geçmişlerini, tecrübelerini de de göz önüne almak gerekmektedir. Mesleki alandaki tecrübesi, sektör eğitimleri, katıldığı mesleki hizmetçi eğitim faaliyetleri, lisansüstü eğitim durumları idareci atamalarında göz önünde tutulmalıdır.
  • Mesleki ve teknik okullarımızda idari iş ve işlemler akademik liselere oranla daha ağır ve yoğundur. Öğrenci sayısına göre müdür yardımcısı oranında pozitif bir değişikliğe gidilmelidir. Okuldaki en az 1 yada 2 müdür yardımcısının meslek dersi öğretmeni olması yerinde olacaktır.
  • 3308 Sayılı Kanun gereği 20 kişi ve üzerinde işçi çalıştıran işletmelerin işçi sayısının en azı %5 en fazlası %10 u kadar stajyer çalıştırma yükümlükleri vardır. Fakat bu durum yeterince denetlenmemekte ve yaptırım uygulanmamaktadır. Bu konunun mutlaka denetmeler tarafından titizlikle denetlenmesi gereklidir.
  • Meslek dersi öğretmenlerimizin birçoğu meslekleri ile ilgili fuarları, konferans ve çalıştayları takip etmemekte, daha doğrusu ekonomik nedenlerden dolayı edememektedir. YÖK te olduğu gibi bu tür mesleki-akademik çalışmalara katılacak öğretmenlerimize yolluk ve yevmiye tahsis edilmelidir.
  • Nüfusu belli sayının altında olan, alanında sektör bulunmayan yerleşim yerlerinde açılan meslek liselerinin öğrencileri, yerel işletmelerde beceri eğitimini özüne uygun şekilde alamamaktadır. Kasaba, kırsal ilçe gibi teknik işletmelerin az olduğu (hatta olmadığı) yerlerde öğrenciler beceri eğitimini okulda almakta, dersin amacına ulaşmak mümkün olamamaktadır. Popülist kaygılarla her yerleşim yerinde bu okulların, alan ve dalların açılması doğru değildir, bölgenin iş istihdam analizleri incelenmeli ve iş istihdam olanağı yüksek yerlerde bu okullar açılmalıdır, maliyetli (pahalı) mesleki eğitim yatırımı karşılığını bulmalıdır.
  • Meslek öğretmenleri teknik personel olarak kendi okulunun, bakanlığımıza bağlı diğer eğitim kurumlarının ve hatta diğer kamu kuruluşlarının teknik hizmetlerini, donanım ihtiyaçlarını da gidermektedir. Çoğu zaman vakit yaratarak, dinlenmeden ve fedakarca yerine getirilen bu hizmetin temelinde milli ve devletçi duygular yatmaktadır. Eğitimde ve üretimde oldukça yıpratıcı olan meslek öğretmenliğinde, geçmişte de uygulandığı gibi yıpranma paylarının pozitif ayrımcılıkla yeniden düzenlenmesi, emekliliğe esas süreye de yansıtılması yerinde olacaktır.
  • Tematik meslek liselerinin açılması doğru bir karardır. Lakin bu okullara öğretmen ataması yapılırken LİYAKAT gözetilmelidir. Tematik meslek liselerine öğretmen ve idareci atarken sendikal veya siyasal torpilin etkili olduğu algısını yıkmak için süreç şeffaf ve denetlenebilir şekilde işletilmelidir. Asıl olan öğrencinin doğru, yetkin öğretmenle buluşmasıdır.
  • Tematik Meslek liselerine akademik başarısı yüksek öğrenciler seçilmeli ve yükseköğretimin mühendislik alanlarına geçişlerinde ek puan uygulamasına geçilmeli ve bu alanlarda belli oranlarda kontenjan açılmalıdır.
  • Bireysel öğrenme materyallerindeki eksiklerin bir an önce giderilmesi ve bu konuda öğrenci merkezli öğrenme yerine öğretmen merkezli eğitime biraz daha ağırlık verilmesi gerekmektedir. Mevcut haliyle “öğrenci merkezli eğitimde” yeterli düzeyde öğrenme disiplini sağlanamamaktadır.
  • Uygulamalı çalışmalardaki öğrenci grup sayısının fazla olması (özelikle 10.sınıf seviyesindeki meslek derslerinde) her öğrenci ile teker teker ilgilenme konusunda ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Öğretmenlerimizmevcut müfredat içinde bölgenin istihdam, öğrenci ve atölye kapasitesine göre uygulama faaliyetlerini belirlemede özgür olmalıdır.
  • Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalkınmasında mesleki eğitimi önemli bir araca dönüştürebilmek için mesleki eğitim kurumları dinamik bir yapıya kavuşturulmalı ve bu konuda yapısal değişimler yapılmalıdır. Mesleki eğitim veren kurumların bu değişken durumlara karşı bina, araç gereç, eğitimcilerin eğitimi ve müfredatlar yönünden sürekligüncellenmesi, yenilenmesi gerekmektedir. Elbette tüm bunları yapmak bir maliyete neden olacaktır. Mesleki ve teknik eğitim pahalı bir eğitimdir. Bu yüzden meslek ihtiyaç analizlerinin sürekli yapılması ve oluşabilecek ihtiyaçlar önceden kestirilerek yeniden yapılanma sürecinin sürekli işletilmesi gerekmektedir.

 

Anadolu Eğitim Sendikası Adına

AES Mesleki ve Teknik Eğitim Komisyonu Başkanı

Ali ÖZGÜL

 

 

 

 

 

Yorum Yap