Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

BASK “AĞUSTOS ÇALIŞTAYI” YAPILDI.

15 Ağustos, 2016

 

n

ÇALIŞTAY SONUNDA BİR SONUÇ BİLDİRİSİ YAYIMLANDI.

n


BASK “Ağustos Çalıştayı” 13 Ağustos 2016 tarihinde Etap Mola Otelde yapıldı.
Çalıştaya BASK ve üye sendikaların yöneticileri katıldı.
15 Temmuz 2016 tarihindeki alçakça darbe girişiminin sonuçları ile ülke ve memur gündemindeki konuların ele alındığı BASK “Ağustos Çalıştayı” sonunda bir sonuç bildirisi yayımlandı:

n

BASK AĞUSTOS ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ

n

EN KÖTÜ DEMOKRASİ EN İYİ DARBE REJİMİNDEN İYİDİR!

n


1. 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen FETÖ/PDY darbe girişimi ile ilgili olarak, daha kimin yaptığının bilinmediği saatlerde darbeye karşı açıklama yapan ilk konfederasyon olarak; bağımsızlığı şiar edinmiş, sivil bir demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğu ile kamuoyuna ilk gün yaptığımız açıklamamızda haykırmış olduğumuz gibi;

n


“En kötü demokrasi en iyi darbe rejiminden iyidir!
Muhalefet ve sivil toplum ancak demokratik rejimlerde mümkündür!
Demokratik sistemlerde iktidarlar hukuk düzeni içerisinde seçimlerle işbaşına gelir ve seçimle iktidardan ayrılır ve iktidarı devreder!
Anayasal düzene ve demokrasiye aykırı, dayatmacı, askeri veya sivil darbe sayılabilecek hiçbir sistemi kabul etmeyeceğiz.

n


Bir grup çapulcunun darbe girişimini şiddetle lanetliyoruz!
BASK olarak yukarıdaki esaslar çerçevesinde Anayasamızın, Devletin, anayasal kurumların ve demokrasinin yanında olduğumuzu, kesintisiz demokrasi için mücadele etmeye kararlı olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz.”

n


Cumhuriyetimize, Anayasamıza, Devletimize, anayasal kurumlarımıza ve demokrasiye karşı yapılacak her hareket karşısında BASK’ı bulacaktır.
Bu vesile ile FETÖ/PDY alçakça darbe girişimi esnasında şehadet şerbetini içen kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize baş sağlığı, gazilerimize acil şifalar diliyoruz.
Darbe girişiminde doğrudan veya dolaylı olarak rolü olanların, en ağır şekilde ve hukuk içinde cezalandırılmalarını istiyor ve bekliyoruz.

n

TEK ÇÖZÜM YOLU BAĞIMSIZ SENDİKACILIK VE ONUN EGEMEN OLDUĞU BASK BÜNYESİNDEKİ SENDİKALARDA ÖRGÜTLENMEKTİR. 

n


2. Bildiğiniz üzere 14 yıl önce bağımsız sendikacılık mücadelesini zorunlu kılan şartlar, daha da ağırlaşarak devam etmektedir. Bugün, sendika ve konfederasyonların geldiği nokta, bağımsız sendikacılık anlayışına olan ihtiyacı çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Aradan geçen 14 yıllık süre yandaş sendikacılıkla, güdümlü sendikacılıkla, arka bahçe sendikacılığıyla mesafe alınamayacağını, yeni haklar almak şöyle dursun kazanılmış hakların bile korunamayacağını göstermektedir.

n

Aradan geçen 14 yıllık süre; BASK’a gösterilen 14 yıllık güven, 14 yıllık karşılıksız sevgi, 14 yıllık beklentisiz güven demektir. Bu günlere gelmemize katkıda bulunan, kuruluşumuzdan bu güne kadar konfederasyonumuza emek veren herkese teşekkür etmek boynumuzun borcudur.
Her gün yeni bir sendika veya konfederasyon kurulması demokrasinin gereği olarak düşünülebilir ama işlevini yerine getiremeyen sendikalara karşı tepki olarak kurulan sendikalar yanında sendikal güvencelerden yararlanmak için kurulan sendikaların varlığını da unutmamak gerekir

n


Daha açık bir ifade ile; sendikacılar var, sendikacı geçinenler var ve bir de sendikacılıktan geçinenler var. Ne yazık ki, sendikacı geçinenler ile sendikacılıktan geçinenler yüzbinlerce üyesi olan sendikalarda da rahatlıkla yer bulur hale geldi. Memur sendikacılığının bu temel açmazından bir an önce kurtulması gerekir. Memur hareketinin temel ihtiyacı gerçek sendika ve sendikacılardır ve biz BASK olarak bu ihtiyacı, bu beklentiyi karşılamaya talibiz.
BASK mensupları sadece iktidarlara karşı değil, işbirlikçilere, memurdan aldığı gücü, memurdan aldığı yetkiyi başka amaçlarla başka yerlerde kullananlara karşı da mücadele etmektedir.
Toplu pazarlık hakkının kullanılmaya başlandığı 14 yıldır aynı oyun oynanması, figüranlar değişse de senaryonun değişmemesi, mikrofon karşısında konuşurken mangalda kül bırakmayanların iktidarlar karşısında ya el pençe divan durması veyahut kaçacak delik araması, toplu pazarlık masasında haklarımızın satılması, pazarlık süresi bile dolmadan talepler ortada bırakılarak masadan kalkılması ve örgütlü gücün peşkeş çekilmesi kamu görevlilerini çileden çıkarmaktadır
15 Temmuz darbe girişiminin de hatırlattığı gibi, demokratik sendikacılık; hakları koruma, hak arama ve hak alma mücadelesi, ancak siyasi partilerden, ideolojik yapılardan, sivil görünümlü ama asla sivil olmayan otoriter oluşumlardan bağımsız kalınarak ve ancak bağımsız sendikalarda yapılabilir.

n


Bu mücadelenin yegane adresi BASK ve bağlı sendikalardır.

n

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ

n


3. BASK olarak; iktidar ve muhalefet partileri tarafından ortaklaşa yürütülecek Anayasa değişikliklerini destekliyoruz.
Bu değişiklikler arasında Anayasamızın 53 ve 54 üncü maddelerindeki hak grevi dahil, grev ve toplu sözleşme hakkının tüm çalışanlara tanınması, 128 ve 129 uncu maddelerin aynen korunmasını talep ve takip edeceğimizi kamuoyuna açıklıyoruz.

n

MEMUR GÜVENCESİ

n

4. Basında zaman zaman yer alan ve belirli merkezler tarafından pompalanan, “memur güvencesi”ni hedef alan açıklamaları esef ve ibretle izliyoruz.
Anayasa ve yasaları bilmeden, Devletin ne olup ne olmadığını anlamadan, memursuz Devlet olamayacağını ancak devletin olduğu yerde memurdan bahsedilebileceğini bellemeden, ne iş güvencesini ne de memur güvencesini konuşmak mümkün değildir.
Gizli bir el, “memurların iş güvencesi”ni değil, “memur güvencesi”ni hedef almıştır. Hedef tahtasında olan “memur güvencesi”dir.

n


Amaç “İş güvencesi”nin kaldırmak değil, “memur güvencesini ortadan kaldırmak”tır. 
“Memur güvencesi”; memur olma şartları, giriş sınavı, liyakat, kariyer ve sadakat, görevde yükselme, devletin ve memurların karşılıklı borç ve yükümlülüklerini de kapsayan bir sürecin adıdır. Bu süreci bozmaya yönelik her hareket karşısında BASK’ı bulacaktır.

n

MEMUR GÜVENCESİ DEVLETİN DE DEMOKRASİNİN DE TEMİNATIDIR.

n


5. Devleti darbelerden veya devleti ele geçirmek isteyen odaklardan korumanın yolu memur güvencesinin varlığıdır.
Memur güvencesinin olmadığı bir yerde memurların hukuk dışı işlemlere karşı direnmesi mümkün olmadığı gibi, şer odaklara karşı mücadele edebilme güçleri de olmayacaktır.
Anayasa ve yasalarımızdaki memur güvencesi olmasaydı kimse darbelere karşı durma cesaretini gösteremezdi.

n


Bu nedenle memur güvencesi; demokratik ülkelerde devleti olmanın “olmazsa olmaz”ıdır

n

657 SAYILI KANUN DEĞİŞMELİDİR

n


6. 14.07.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanun ömrünü doldurmuş, ana madde sayısından fazla ek ve geçici maddesi ile yamalı bohçaya dönmüş, çağdaş ihtiyaçları karşılayamaz hale gelmiştir. 

n


657 sayılı DMK’nun kaldırılarak, sosyal tarafların da katılımı ile çağdaş ihtiyaçlara ve modern devlet yapılanmasına imkan verecek bir Devlet Personel Kanunu’nun hazırlanması hususu bir ihtiyaç haline gelmiştir.

n


Ancak kapalı kapılar ardında değil, AB ve demokratik ülkelerin mevzuatları da incelenerek, başta sendikalar olmak üzere sosyal tarafların geniş katılımı ve ortak çalışması ile bu ihtiyaç karşılanmalıdır.

n

MEMURLARIN YARGILANMASI

n


7. Öteden beri bazı mihraklarca sudan bahanelerle, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’da değişiklik yapılması ve memurların gelişigüzel şikayet, ihbar ve suçlamalarla ikidebir karakolluk olması, herhangi bir ön incelemeye gerek duyulmadan mahkemelere taşınmasının önünün açılmasının istendiği bilinmektedir.
Tüm AB ülkelerinde memurların yargılanması için bir ön izin sistemi geçerlidir.
Memurlar suçları ile ilgili olarak; görev nedeniyle işlenen suçlar ile görev esnasında işlenen suçlar ayrımı, sorunu çözecek nitelikte olup, mevcut yasada yeni değişikliklere gidilmemesi gerekir.
15 Temmuz 2015 tarihindeki FETÖ/PDY darbe girişimi sırasında ortaya çıkan durum, özel durumdur ve özel durumu nedeniyle Olağanüstü Hal Kararı ile bu karar çerçevesinde çıkarılacak KHK hükümlerine tabidir.

n


657 sayılı DMK’nın “Sadakat” başlıklı 6 ıncı maddesi gereği yaptıkları yemine ihanet ederek 7 inci maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler” hükmüne aykırı davranan kamu görevlilerinin işledikleri suçlar Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenmiştir.
Bu nedenle; 15 Temmuz darbe girişimi nedeni ile yapılacak soruşturma, kovuşturma ve yargılamalar OHAL düzenlemeleri ile Türk Ceza Kanununun “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ve benzeri suçlar çerçevesinde yapılmalıdır.

n

8. Her ne zaman ve her ne surette olursa olsun, kimden ve nereden gelirse gelsin, Cumhuriyetimize, Anayasamıza, Devletimize, anayasal kurumlarımıza ve demokrasiye karşı yapılacak her hareket karşısında BASK’ı bulacaktır.

n

 

Yorum Yap