Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

Karma Eğitim Tehdit Altında

05 Kasım, 2013

Mesele bir gün içinde evrildi; kız ve erkeklerin aynı evlerde kalıyor olması gibi pek rastladığımızı söyleyemeyeceğim gereksiz meseleden, kızlı erkekli öğrenci yurtlarına geldi. Acaba sayın başbakan bu yurtlarda kızlarla erkeklerin aynı odalarda mı kaldığını zannediyor demekten kendimi alamıyorum. Boşuna olduğunu bilsem de, suçu yine onun tuhaf danışmanlarının yanlış bilgi aktarımına bağlamak gibi bir rahatlatıcı tutumu takınmak geliyor içimden. Ama bir gülümseme beliriyor hemen arkasından yüzümde...

n

Hükümete de başbakana da söz anlatabileceğimizi zannetmiyorum. Zira bizi pek dinlediklerine şahit olmadım. Ama aptal kutusuna bakmaktan başka işi olmayanlar dışındakilere, iki satır yazıyı okuma zahmetinden çekinmeyenlere seslenmek geldi içimden; okuduktan sonra düşünmekten üşenmeyenlere ve eleştirme erdemine her şeye rağmen sahip çıkanlara...

n

Öncelikle karma yurtlarda erkek ve kız öğrenciler aynı odada ya da aynı katta kalmıyor. Hatta aynı binada bile kalmıyorlar. Bu yurtlar bir arsa içerisinde inşa edilmiş farklı binalardan ibaret. Öyle sayıları da fazla değil. Çoğu zaman kız ve erkek yurtları zaten ayrı inşa edilmiş. Aslında basitçe bu yurtları bir sitedeki bloklardan birkaçında erkeklerin kaldığı, birkaçında da kızların kaldığı yapılara benzetebilirsiniz. Velhasıl bunun tartışılacak bir tarafı yok. Bu topraklarda yaşayan kime sorsanız kızınız bir erkekle aynı odada kalsın mı diye, sert bir hayır yanıtıyla karşı karşıya kalırsınız. Keza erkek çocuk ebeveynleri de haklı endişelerle buna olur demezler.

n

Ortaya çıkan bu durumun öngörülebilir iki sonucu var aslında. Bunlardan biri beni sevindirirken biri öfke ve endişeye sürüklüyor. Başbakanın bu mesnetsiz ve tamamen seçmene dönük söylemi öğrencilerin barınma sorununu gündeme getirecek ister istemez. Bilindiği üzere dağa taşa üniversite, fakülte, yüksekokul açma popüler eylemi zaten varolan yükseköğrenim barınma sorununu iyice azdırdı. Aslında bilinçli olarak öğrenci yurtlarının üzerine düşülmüyordu. Bu nedenle başka bir şehre giden her gencimizin karşılaştığı ilk sorun barınma sorunuydu ve hala da öyle. Bu sorunun iki çözüm yolu vardır her öğrenci için. Ya kendi olanaklarıyla bir ev tutar ya da bir öğrenci yurduna yerleşir. İşte bu anda bir bakar ki; etrafta devlete ait bir yurt yok. Ama karşısına bedavadan az pahalı öğrenci evleri ya da bazı özel yurtlar çıkıverir. Anadolu’nun yoksul çocukları tercih yapmak zorunda kalır bu noktada. Ya bırakıp gidecekler, ya da teslim olacaklardır. Teslim oldular çoğu zaman. Bir üniversite öğrencisinin belki de kazanması gereken en önemli erdemi kazanmaktan vazgeçerek teslim oldular. Özgür düşünebilmekten vazgeçerek... İşte bu nedenle umutlandırdı beni başbakanın bu çıkışı. Bakarsınız TOKİ bir emir alır da her yer öğrenci yurdu inşaatıyla dolar. Bütün öğrenciler de mutlu olur. Çünkü üniversite öğrencisi barınma derdinde; kiminin düşündüğü gibi kızlı erkekli aynı yerde kalmak derdinde değil.

n

Ama buzdağının altı hep merak konusudur. Hele başbakanın durduk yerde kimsenin aklında olmayan bir konuyla gündemi belirlediği her durumda merak duygularımız iyiden iyiye hareketlenir oldu. Çünkü her çıkış yuvarlana yuvarlana başka bir sonuca götürüyor bizi. Diyelim ki ülkemizin her köşesinde öğrenciler kızlı erkekli aynı evlerde kalıyor ve diyelim ki anne babalar bundan rahatsızlar. Üstelik kendi çocuklarına söz geçiremedikleri için hükümetten aman diliyorlar. Komşular, mahalle sakinleri, esnaf bilcümle vatandaş da bundan hayli muzdarip. Diyelim ki bunu engellemek adına her demokratik ülkede olduğu gibi bir 20000 polis daha aldık. Vali yardımcılarının sayısını da artırıp birini bu işle görevlendirdik. Böylece sorunu çözdük.  Ya ondan sonra? Sıranın karma eğitime gelmeyeceğini söyleyebilir misiniz? Karma eğitimin ne kadar sakıncalı olduğuyla ilgili hiçbir argüman bulamazlar mı sanıyoruz? Lisedeki bir münazara ekibi bile bunu çok iyi savunabilir. Başlarız bu sefer karma eğitim hakkında anne babaların şikâyetlerini, hükümetten nasıl yardım istediklerine dair açıklamaları, haberleri, tartışmaları dinlemeye... Sonra ona da alıştırırlar bizi,  sen sağ ben selamet nereye kadar giderse böyle devam eder durur.

n

Şu testi var ya hani, kırılmadan önce mi sonra mı diye tartışılan... O gelsin aklımıza derim ben.

n

Ha bir de şunu demek isterim!

n

 

n

Umarım bir gün üniversite öğrencilerinin kimlerle kaldığı ile ilgilenen değil, nerede barındığıyla ilgilenen bir başbakanımız, hükümetimiz ve devletimiz olur. Umarım üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli alem yapıp yapmadıklarına kafa yoran değil, doğru dürüst beslenip beslenemediklerini düşünen bir başbakanımız, hükümetimiz ve devletimiz olur. Bir de bütün bunlar olurken devekuşu gibi durmayan bir “Milli! Eğitim? Bakanlığı”

n

Serkan AVCI

n

 

n

AES Genel Sekreteri

Yorum Yap