Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

4982 SAYILI BİLGİ EDİNEMEME KANUNU!

21 Aralık, 2020

                             
               Demokratik bir devletten söz edilebilmesi için açık toplum, açık yönetim ve sivil toplumun varlığından söz edilebiliyor olması gerekir. Bu nedenle günümüzde özellikle sivil toplumun varlığı demokrasinin bir şartı olarak görülmektedir.

               Çağdaş ülkelerde demokrasi ve sivil toplum birlikte gelişme göstermiştir. Çağdaş dünyanın normlarından uzak ülkelerde ise sivil toplum da demokrasi de gelişme gösterememiştir. Yine Batı – Doğu kıyaslamasına bakıldığında ise bu iki medeniyeti birbirinden ayıran en önemli etmenlerin başında sivil topluma karşı devletin, hukuk devleti ilkesi ile hareket etmesi görülür.

               Ayrıca “Sivil toplum, siyasi iktidarın karşısında, kendine özgü etki mekanizmaları ile siyaset üzerinde etkili olan ve siyasi otoritelerin meşruiyetini temin ettiği bir alandır.....  Sivil toplum, demokrasinin bir süreç olarak devam etmesinin de bir sonucudur. Demokrasi ile sivil toplumun karşılıklı etkileşimi söz konusu olup, devletin demokratik olmasının sonucunda sivil toplum gelişmektedir. Sivil toplumun gelişmiş olması da yine meşruiyetini bu alandan alan siyasi otoritelerin ve demokrasinin ilerlemesini sağlamaktadır.”1


           Şimdi neden bu sivil toplum, demokrasi, hukuk devleti konularını anlatıyorum?

Türkiye’de 2003 yılından beri yürürlükte olan 4982 sayılı “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu” diye bir kanun var.  İlgili kanunun ilk iki maddesini yazıyorum:

Madde 1)  Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.


Madde 2) Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.  

 

               Yani devlet vatandaşlarına diyor ki “Eyyy halkım! Sen gel kamunun faaliyetlerini denetle, gözetle, yanlış var mı bir bak, merak ettiğin bir şey varsa gel bana soru sor, ben sana devletin varlığını ve birliği tehlikeye atmayan konularda seve seve hesap veririm. Devletin sahibi sensin (millet) gel iş, işleyiş ve düzenlemeleri denetle, gözetle, sahip olduğum bürokrasinin yanlışlarına karşı beni uyar, devletin işleyişi karşısında kurumlarımın oto kontrol ile hareket etmesine yardımcı olarak benim sana karşı daha iyi hizmet etmeme yardımcı ol.” Diyor bir bakıma! Aslında demokrasinin ve demokratik değerlerin bir toplumda gelişmesi, bürokraside kokuşmuşluğun önüne geçilmesi, adaletin gözetilmesi, kanunların uygulanıp uygulanmadığını gözetilmesi için düşünülmüş güzel bir kanun.


                Bizler de Anadolu Eğitim Sendikası olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik(!), hukuk devleti(!) olduğuna dair olan inancımız ile -en azından anayasası öyle diyor!-  hiçbir kişisel veri talebi içermeyen; tamamen kamuyu denetleme amacı içeren; halkın doğru, adaletli ve iyi bir hizmet almasını sağlamak amacıyla hem Ankara İl MEM’den hem de Mamak İlçe MEM’den 4982 sayılı bilgi edinme kanunu kapsamında sivil toplum örgütlerinin yukarıda saydığım öz niteliklerine hizmet eden amaçlar çerçevesinde bir dilekçe bilgi istedik. Söz konusu dilekçeleri sizlerin takdirine sunuyorum:



AES olarak hem İle hem de ilçeye gönderdiğimiz dilekçe:

“Ankara İli Mamak İlçesi Anadolu Eğitim Sendikası Mamak ilçe Temsilcisi olarak oluşturulacak istatistiki bir çalışmada kullanılmak üzere bilgi edinme kanunu kapsamında 2020-2021 Eğitim öğretim yılında Ankara İli Genelinde/Ankara İli Mamak İlçesinde her bir okul için görevlendirilen TYP personeli sayısına ihtiyaç duymaktayız. "Örneğin: X okulunda 3 tane, Y okulunda 4 tane TYP (İŞ-KUR) personeli bulunmaktadır." bilgisine her bir okul için ihtiyaç duymaktayız. İstenilen bilgiler kamuya açık ve kişisel veri içermemektedir. Anadolu Eğitim Sendikası Yetkili ilçe temsilcisi olduğuma dair belge ektedir. Gereğinin yapılması hususunda rica ederim.”



Mamak İlçe MEM 17857080 sayılı, 09.12.2020 tarihli cevap yazısı:

“İlgili yazınız incelenmiş olup TYP personeli ilçemiz okul ve kurumlarına derslik ve öğrenci sayısı gözetilerek dağıtılmıştır. İlgili talebinize göre istenilen okul bazında personel bilgileri paylaşılamamaktadır. Gereğini bilgilerinize rica ederim.”


Ankara İl MEM Sayı      :  18062565 sayılı, 15.12.2020 tarihli cevap yazısı:

“Müdürlüğümüz İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi tarafından Ankara Valiliğince TYP (İŞ-KUR) kapsamında okullarda çalıştırılmasına izin verilen özel güvenlik personel listesi ekte gönderilmiştir. Bilgilerinizi rica ederim.”


Şimdi aklıselim birisi bu cevapları okuyunca şu soruları sorar:

1. “İlgili yazınız incelenmiş olup TYP personeli ilçemiz okul ve kurumlarına derslik ve öğrenci sayısı gözetilerek dağıtılmıştır.” Denilmiş. Madem öyle o zaman hangi okulda kaç tane TYP’li personel sayısı olduğunu vermekten neden imtina ediyorsunuz? Şahsen ben hesap verebileceğim hiçbir şeyden korkmam da kaçmam da!
2. “İlgili talebinize göre istenilen okul bazında personel bilgileri paylaşılamamaktadır.” Söz konusu kamu personeli olunca okulların internet sitelerinde hem öğretmenlerin hem de idarecilerin söz konusu bilgileri neden paylaşılıyor? TYP’li personel bilgilerinden daha mı önemsiz kamu çalışanlarının bilgileri?

3.Ankara İl MEM, “TYP (İŞ-KUR) kapsamında okullarda çalıştırılmasına izin verilen özel güvenlik personel listesi”ni göndermiş! Biz dilekçemizde özel güvenlik personeli diye bir şey söylemedik! Okullarda çalışan TYP’li personel SAYISINI istedik. İSİM BİLE İSTEMEDİK. SAYI İSTEDİK! Yine okul internet sitelerinde okulların mevcut öğretmen sayıları ve öğrenci sayıları kamuya açık bir şekilde yayınlanırken TYP’li personel sayısının verilmesinden neden bu denli kaçınılıyor?

4. Kamu/bürokrasi kendisinin denetlenmesinden neden kaçıyor? Hakka, hakkaniyete, adalete, kanuna, yönetmeliğe uygun olmayan bir durum mu var?



Bakınız Anayasa:

Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. 

(Cumhur: Halk, sivil toplum, vatandaş, millet, birey;  -iye: sahip, elinde bulunduran; -t: isim yapım eki. Kısaca “Cumhuriyet”: Halkın sahip olduğu, halka ait olan, halkın söz sahip olduğu demektir.)

Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,

ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve

mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle

bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve

manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.


Biz millet olarak çağdaş medeniyetin nimetlerinden istifade etmemeye anayasamız olsa bile yemin etmişiz galiba…

Anadolu Eğitim Sen Ankara İl Başkan Yardımcısı
Adil DEMİRBAĞ



Kaynakça/Alıntı:
1 Demokrasilerde Sivil Toplumun Rolü; İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:2 Yıl 2016

Yorum Yap