Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

KOMPOZİSYON YARIŞMASININ SONUÇLARI AÇIKLANDI

16 Ocak, 2021

Kompozisyon Yarışmasının Sonuçları Açıklandı

Kuruluşumuzun 16. yılına özgü olarak düzenlediğimiz ‘Neden AES Üyesiyim? Sendikal Mücadelede AES’in Yeri’ konulu kompozisyon yarışması sonuçları açıklandı.

Eğitim ve Sosyal İşler Sekreterliğimiz tarafından düzenlenen yarışmanın sonuçları genel başkanımız Mehmet Alper ÖĞRETİCİ, genel başkan yardımcılarımız ve eser sahiplerinin katılımıyla online ortamda gerçekleştirilen görüşmede açıklandı.

Törende konuşan genel başkan ÖĞRETİCİ, hak aramanın gerekliliğine inanarak elini taşın altına koyan eğitimcilerin 16. yıl önce siyaseten bağımsız sendikacılık ilkesi ile yola çıktıklarını hatırlatarak AES’in 16. Yıllık geçmişiyle ülkemizde siyaseten bağımsız sendikacılığın ispatı olduğunu dile getirdi.

Eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü için aynı gayret ve sorumluluk ile çalışmaya devam edeceklerini ifade eden ÖĞRETİCİ yarışmaya katılan eser sahiplerine, değerlendirme komisyonunda görev alan meslektaşlarımıza teşekkür ederek ilk 3’e giren eserleri açıkladı.

Yarışma sonuçlarına göre;

 ‘BEN ANADOLUYUM, BEN EĞİTİMCİYİM, BEN SENDİKALIYIM’ adlı eser 1. ,

 ‘CESARET GEREK’ adlı eser 2. ,

 ‘YILLAR SONRA DEĞİŞMEYEN TERCİHİM’ adlı eser 3. Olmuştur.

 

İlk 16’ya giren diğer eserler ise mansiyon ödüllerini kazanmışlardır. Yarışmaya katılan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz.   

 

Anadolu Eğitim Sendikası Eğitim ve Sosyal İşler Sekreterliği

 

Dereceye giren eserler;

 

BEN ANADOLUYUM BEN EĞİTİMCİYİM BEN SENDİKALIYIM

 

Her şey bir dostumun nazik davetiyle başladı. İlçemize, sendikalarının Genel Başkanlarının geleceğini ifade ederek, yapılacak toplantıda bizleri de aralarında görmekten memnuniyet duyacaklarını belirtti. Eşimle birlikte,  bu değerli dostlarımızın davetlerini kıramadık ve toplantıya katıldık. Aslında ne yalan söyleyeyim o güne kadar Anadolu Eğitim Sendikası ile ilgili fazla bir bilgiye sahip değildim ki sendikacılık faaliyetlerine genellikle politik yaklaşımlar hâkim olduğunu düşündüğüm için sendikal çalışmalara da pek inanarak bakmıyordum. Toplantı başlamadan önce, salonda,  çalıştığım ilçeden tanıdığım birçok öğretmen ile karşılaştım. Birçoğunun siyasi eğilimlerini biliyordum ve durumu biraz da hayretle karşıladım, çünkü dediğim gibi birçoğu farklı siyasi eğilimlerden gelen arkadaşlardı ve her nasılsa aynı hedef için bir araya gelmişlerdi. Gerek Genel Başkanın yapmış olduğu konuşmaları dinlerken, gerekse de sendika üyesi arkadaşlarımla sohbet ederken, Anadolu Eğitim Sendikasının çıkış noktası olan “Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası”  şiarının pratikle de örtüştüğünü hissettim. Dostluk, dayanışma ve samimiyet ikliminde geçen bu toplantıdan sonra bu yapıdan etkilendiğimi eşimle paylaştım. Kısa bir araştırmadan sonra da, bağımsız sendikacılığın uygulanabilir olduğunu mümkün kılan bu dostlarım ile aynı hedefe yürümenin bizler için en makul adımlar olacağını düşünerek aralarına katılma kararı aldık.

Peki, nasıl bir duygu Anadolu Eğitim Sendikalı olmak. Bazen içinde bulunduğunuz ortamın pozitif enerjisini hissedersiniz hani, işte tam da böyle bir duygu bu sendikada olmak. Fakirin yüzü soğuk olur derdi babam, ama önemli olanın kalbinde sakladığı o sıcak, samimi ve cesur yanıdır diye de eklerdi. Genel merkezimizi ilk gördüğümde babamın bu sözü aklıma gelmişti. Mütevazılığın, sıcacık samimiyetin dört duvar olup yansımasıydı eğitimci dünyama. Hak aramak için, kendi öz değerlerinden aldığı gücüyle, ırkı, cinsiyeti, inancı ve siyasi düşüncesi gibi olguları çıkış noktası olarak almayan, siyasetten beslenmeyen bir sendikacılığın ihtiyacı yoktu ki kocaman lüks binalara. Bakın, aynı amaç ve hedefler doğrultusunda bir araya gelmek Henry Ford’un da dediği gibi bir başlangıçtır. Örgütlü olarak bir arada kalmak mutlak bir ilerlemedir ve birlikte çalışmak başarıdır. Bu düşünce örgüsünde derin bir aidiyet ve sahiplenme psikolojisi gelişir ve bu bizleri başarıya götüren en önemli pusula olacaktır. Unutmayalım ki Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN, Türkiye Cumhuriyetini, muasır medeniyetler seviyesine çıkarma hedefinin en önemli unsurlarından olan Eğitim politikasının şekillendirilmesinde, gerçek anlamda bağımsız sendikalara ihtiyaç vardır. Bu olgu üzerine şekillenmiş olduğunu düşündüğüm sendikamın ve yeni nesillerin mimarı olacak eğitimci arkadaşlarımın, hep birlikte el ele vererek bu kutsal ve asla vazgeçilmez hedefe ulaşmada gecesini gündüzüne katarak çalışmakta olduğunu biliyorum.

Anadolu Eğitim Sendikasının, çıkış noktası olarak farklılıklarımızı ortaya koyup eleştirel bir bakış açısıyla ilişkilerimizi düzenlemek ve yorumlamak yerine, benzerliklerimizi keşfedip, ortak bir amaç doğrultusunda önyargısız ve herkese eşit mesafede, adaletli bir sendika sistemi çatısı altında çalışmalarını sürdürmekte olduğunu görüyorum. Elbette birey olarak birçok şeyi başarabiliriz, ancak unutulmamalıdır ki birlik içinde güç vardır, dinamizm vardır, ortak akıl vardır. Birlikte, gerek mesleki anlamda, gerek eğitim politikasına katkıda bulunma adına ve gerekse de özlük hakları adına somut adımların atılabilmesi ve beklenen değişimlerin elde edilebilmesi adına sendikalı olmak gerekli ve önemli bir seçenektir.

 

 

Bu bağlamda da sendikamızın geçen 15 yılda ortaya koyduğu performansın, imrenilecek bir seviyede olduğunu düşünmekteyim. Çünkü gerek Milli Eğitim Bakanlığımıza yapmış oldukları taleplerin ve önerilerin Bakanlıkça dikkate alınarak çalışmaların başlatılması gibi konularda, gerekse de sadece kendi üyelerinin değil, tüm eğitim çalışanlarının menfaatlerine yönelik faaliyet ve projelerin ortaya konulması gibi konularda öncü ve rehber olmasından ötürü, tüm kesimler tarafından takdirle karşılanmaktadır. Amaçlarından ve hedeflerinden hiç sapmadan, etkinliğini ve yetkinliğini zaman içerisinde daha da artırarak yeni kazanımlar elde ederek, ayakları üzerinde dimdik durmaya devam edecek sendikamızın her zaman destekçisi olacağız.

Gönül vermiş tüm üyeleriyle beraber, mücadelesinde sonuç odaklı modern, bilimsel, örgütlü, yapıcı, önce insan hedefli, hak ve menfaatlerin korunmasında ve savunulmasında öncü, eğitim politikalarına yön vermede söz sahibi ve siyasetten bağımsız bir sendikacılık anlayışının mümkün olabileceğinin en güzel örneği olan Anadolu Eğitim Sendikasının bir üyesi olmaktan haklı gurur duyuyorum. Başöğretmenimizin ortaya koyduğu yolda, öncelikle güven üzerine kurulmuş ve kaya gibi sağlam bir temele oturtulmuş; örste dövülen demir gibi güçlü, yaman insanların oluşturduğu yönetimiyle ve her birinin etrafındaki insanlara bir öğretici, bir rehber olduğu değerli üyeleriyle nice 16. yıllara ulaşmak dileklerimle.

Hakan SİSLİ-Konya/Ereğli

 

CESARET GEREK

Ben Öğretmenim… Öğretmen öğrencilerini hayata hazırlayan, onun bir birey olması için önündeki en büyük rol modeldir. Hayata nasıl hazırlar öğrenciyi? Çevresini, ülkesini, toplumunu tanıtır önce. Haklarını öğretir. Hayır demeyi öğretir. Durumlara göre özgürce karar vermeyi öğretir ve bunu uygulaması için cesaret verir öğrenciye. Cesareti olan yapabilir bunu.

Anadolu Eğitim Sendikası kendini somut bilgiler ile ifade eden bir sendika. ‘Niye bu sendikadasın?’ diye sorulur çoğu zaman. Her üyesi eğitim ve eğitim çalışanları ile ilgili bir sıkıntıya çözüm önerisinde bulunduğundan dolayı üye olmuştur. Eş dost hatırı yoktur. Baskı kurmak ise asla…

İnsan olarak içimize sindiremeyeceğimiz şey, bizden aslında istemediğimiz bir şeyi yapmaya zorlanmak olmalıdır. Kendinden ödün vermeye zorlayan sendikalar günü geldiğinde öğretmeni de savunmaz. Gücünü öğretmenin cesaretinden almamıştır ki öğretmenin yanında olsun.

Geçmişte örneklerini çok gördük ve günümüzde görmeye devam ediyoruz. Kayıplarımız artıyor, eriyoruz. İtibarımız azalıyor meslek kanunumuz yok çünkü. Neden yok yetkili olanlar, etkili bir ses olamadıklarından. Gelecekte daha iyi şartlarda emeklilik için ek gösterge artışı ile ilgili masallar anlatılmaya devam ediliyor. Bunun gibi birçok durum sendikal mücadeleye bakış açımızı sorgulamamız ve nerede olmamız gerektiğini düşünmemiz için bize fırsat veriyor aslında.

 Anadolu Eğitim Sendikası, bu ve bunun gibi birçok durum ile ilgili görüşe ve öneriye sahiptir. Her öneri üst yöneticilerden gelmez mesela. Yatay sendikacılık her zaman ön plandadır. Üyeleri ile sıkı bağ içindedir. Değerli olduğunu hisseden üyeler; bir konu ile ilgili varsa görüş, öneri ve çözümlerini gönül rahatlığıyla gerekli birimlere ulaştırır. Bakanlığa önerisinin sunulduğunu gören üyenin mutluluğu görülmeye değerdir.

Anadolu Eğitim Sendikası çiğnenmemiş yolları çiğnemek üzere yola çıkan sendikadır. Tıpkı karla kaplanmış zorlu okul yollarını tek başına giden köy öğretmeni gibidir. İlk ayak izleri ona aittir.

Sendikada olmamın, sendikalı olmaya bir faydası olması için Anadolu Eğitim Sendikası üyesiyim. Burada olmamın sebebini biliyorum. Üyeliğimin sendikaya verdiği gücü biliyorum. Tüm öğretmenlerimizin bunu bilip hatırlayacağı günler istiyorum.

Dünya döndükçe eğitim hep var olacak ve sürekli geliştirmeye ihtiyacı olacak. Anadolu Eğitim Sendikası bu çizgide olacağına inancımdan buradayım. Seninleyim.

 

Hasan KARAHAN / Van-Çatak

 

YILLAR SONRA DEĞİŞMEYEN TERCİHİM

Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insanın sahip olduğu, sayısız fikir ve inanışların olması yadsınamaz bir gerçektir.

Soyut düşünen empati kurabilen her insanın ortak bir paydada birlik olma arzusu vardır. Hatta öyle ki; fikirler ve inanışlardaki farklılıkların ayrıştırmadan birleştirmesini yaşamımızın her alanında isteriz ve tercih ederiz. Çünkü bu tercihler beraberinde huzur ve güven getirir. Yıl 2015. İstanbul'da Anadolu Eğitim Sendikası’nın düzenlediği bir piknik organizasyonuna yakınım vasıtasıyla katılmıştım. Oldukça kalabalıktı. Öğretmenliğimin 4. yılıydı ve henüz atanamamıştım. Sendika üyesi değildim ve belki bir gün atanırım düşüncesiyle hem sendika üyelerini hem de yöneticileri gözlemleyebilme şansım olmuştu. Beni en çok etkileyen şey oradaki herkesin farklı siyasi fikirleri yaklaşımları olmasına rağmen tek bir amaçla toplanmalarıydı: “Öğretmenin Refahı” ve bu farklılığın yapılan sendikacılığa gölge düşürmemesiydi. “Siyasilerin değil, tüm eğitim çalışanlarının sendikası” sloganının hem o günkü organizasyonda hem de sonraki yıllar yaptıkları çalışmalarla hakkını veriyordu gerçekten. Eğitime ve eğitimciye yapılan kabul edilemez durumlarda her zaman cesurca tepkisini koyduğuna şahit oldum.

Mezun olduktan 9 yıl sonra bir dağ köyüne atandığımda hiç tereddüt etmeden Anadolu Eğitim Sendikası ailesine katılma şerefine nail oldum. Tek başıma görev yaptığım bu okulda fikirlerim ne olursa olsun, Anadolu Eğitim Sendikası’nın her zaman yanımda olduğunu biliyorum.

Anadolu Eğitim Sendikası’nın siyasetten tamamen bağımsız olarak eğitim sendikacılığı yapan ilk sendika olması, onun ileride daha çok tercih edileceğine tüm kalbi duygularımla inanıyorum ve güveniyorum.

16 yaşın kutlu olsun AES!

Hayriye YEKELER KARAHAN / Van-Çatak

Yorum Yap