Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

DEMOKRASİMİZ, MİLLİ BİRLİĞİMİZ DAİM OLSUN

14 Temmuz, 2021

Devletin içinde çöreklenmiş hain bir grubun gerçekleştirdiği 15 Temmuz 2016 tarihli kanlı ve alçakça darbe girişiminin beşinci yıldönümü vesilesiyle bir basın açıklaması yapan AES Genel Başkanı Mehmet Alper ÖĞRETİCİ açıklamasında şu hususlara yer verdi:

“15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen kanlı, alçakça ve hain darbe girişiminin beşinci yıldönümünde aşağıdaki hususları milletimize ve kamuoyuna hatırlatmayı bir demokrasi borcu görüyoruz:

27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren Türkiye’nin 60 yıllık tarihi darbeler ve darbe girişimleriyle sekteye uğrayan demokrasi mücadelesi şeklinde geçmiştir. Bu süreçleri bizzat yaşamayanlar dahi, izleri ve sonuçlarına tanıktır.

Bir insan için hafıza ne denli önemli ise, devletler için de tarih bilinci aynı derecede hayatidir. Darbe süreçleri bize hukukun mazluma da zalime de lazım olduğunu öğretmiştir. Aynı ateşe tekrar elini uzatmak akıl kârı olamaz.

Unutmamalıyız ki; birbirini sevmeyen, benimsemeyen tarafların kendi başına gelmediği sürece zulümlere sevindiği, alkışladığı günler geçtiğinde geriye utanç ve vicdan azaplar kalır.

Bağımsızlığı şiar edinmiş, sivil bir demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğu ile, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yıldönümünde Anayasamızın, devletin, anayasal kurumların ve demokrasinin yanında olacağımızı, üye sendikalarımızla kesintisiz demokrasi için mücadele etmeye kararlı olduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz.

Paralel devlet yapılanmasının devleti ele geçirip dumura uğratma stratejisine ilişkin olarak birkaç hususu hatırlatmak görevimiz ve demokrasi borcumuzdur:

15/16 Temmuz 2016 Gecesinde; başta TBMM olmak üzere önemli devlet kurumlarının ve darbeye cansiperane direnen vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin üzerine kurşunlar, bombalar yağdıracak, 251 kişiyi şehit edecek, 2 bin kişiden fazla vatandaşımızı silahlarıyla, zırhlı araçlarla yaralayacak denli alçaklaşanlar, hepimizin, en çok da siyasilerin “iyi niyet”inden “gaflet ve dalalet”inden azami ölçüde faydalanmıştır.

Kanlı örgüt; tüm ulusal sektörlerde yapılanmasını sağladığı gibi uluslararası alanda da hatırı sayılır ve Türkiye’nin başını ağrıtacak ilişkiler kurabilmiştir.

Gözden kaçırılmaya çalışılan bir hususa dikkat çekmek istiyoruz:

Anılan örgüt Devletin en stratejik kurumlarına bile rahatlıkla sızabilmiş, bürokrasinin kilit noktalarında yığınak yapabilmiştir. Bürokrasinin her alanına sızabilmiş olmaları, kamu bürokrasisini alenen yönetir konuma gelebilmeleri de ibret ve dehşet vericidir.

KAMU İDARESİNDE EHLİYET VE LİYAKAT OLMAZSA OLMAZIMIZDIR

Üzerinde derin derin düşünmemiz ve tedbir almamız gereken bir kaç husus vardır:

Bunlardan birincisi; artık bir evrensel ilke olan ehliyet ve liyakat kuralının hayata geçirilmesidir. Kamu kurumlarına eleman alınması, görevin gerektirdiği ehliyet ve liyakat kuralına bağlanmalı, görevde yükselmeler için de bu kriterler geçerli olmalıdır.

Anayasanın 128 inci maddesindeki “Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir” hükmüne rağmen 37 yıldır anılan kanunun çıkarılmamış olmasının izahı yoktur. Ortada yasal düzenleme olmayınca ve adı ne olursa olsun siyasi iktidarların merkez ve yerel uzantılarının baskısından kurtulmak için üst düzey kademe yöneticilerinin iktidarların keyfi tasarrufuna bırakılması FETÖ tarafından fırsat olarak kullanılmış, üst düzey yöneticilerle paralel devlet yapılanması gerçekleştirilmiş, böylece 15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit taşları döşenmiştir.

Adı ne olursa olsun Devletin birimleri içerisine elemanlarını yerleştirmeyi amaçlayan her gurup veya yapının aynı ihanet şebekesinin farklı versiyonu olduğunun bilinmesi ve tedbir alınması gereğidir.

Bu vesileyle, hayatını kaybeden tüm şehitlerimize bir kere daha Cenab-ı Hak’tan rahmet, milletimize baş sağlığı, gazilerimize sağlıklı ve mutlu ömür diliyoruz.

Demokrasimiz daim, adaletle koruduğumuz Cumhuriyetimiz baki olsun.”

 

AES Basın Sekreterliği

 

Yorum Yap