Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

SENDİKA VE SİYASET

25 Ekim, 2021

Sendikalar üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak, refah düzeyini arttırmak için kurulmuş örgütlerdir. Üyelerinin çıkarları gereği, bağımsızlıklarından taviz vermeden, siyasilerle temasta bulunabilirler. Ancak kurumsal bağımsızlığını zedeleyecek kadar siyasilerle bağ kuran sendikalar, maalesef bu amaçlarını gerçekleştirmekten uzak kalmışlardır.

Ülkemizde iktidara gelen siyasi parti veya liderler kendilerini destekleyenlere ödül olarak, çoğunlukla, memurluk ve makam dağıtır. Memurların aktif siyaset yapması yasak olduğu için hangi memurun iktidardan yana olduğunun bilinmesi zordur. İktidara yakın sendika belirlenir (veya zaten vardır) ve destekçilerinin bu sendikaya üye olmaları için gerekli alt yapı hazırlanır. Bu aşamadan sonra sendikalar iktidar için kadrolaşma ve destekçilerine ödül dağıtma aracına dönüşürler.

Sendika başkanları üyelerine makam veren siyasilere minnet duyar. Çünkü üye artışını ve kendi başkanlığının devamlılığını ancak bu yolla sağlayabilirler. Arkasında bulunan siyasi güçten mahrum kalmak istemeyen  başkan, bir müddet sonra üyelerinin talepleriyle ilgilenmek yerine siyasilerin sözcülüğüne soyunur. Hatta öyle ki üyelerden gelen talepleri bastırmak için siyasiler gibi hamasi söylemlerde dahi bulunabilirler. Bu durum sendika içinde siyasi söylemlerin artmasına neden olacak; üyelerden ve onların sorunlarından kopuk, siyasilerle iç içe üst bir kesimin doğmasına da yol açacaktır. Sendikal amaçtan kopan bu kesim genel merkez düzeyinde olduğu gibi il düzeyinde de oluşabilir.

Karşılıklı çıkar ilişkisi içinde memurlar da makamlarını korumak için siyaset yapmaya çalışır. Liyakat biter, partizanlık kurumları ele geçirir. Sendika artık tamamen amacından sapmış ve üyelerin sorunları geri plana atılmıştır. Sendika ve siyaset arasındaki karşılıklı çıkar ilişkisi kurum kültürünü ortadan kaldırır. Uzun vadede devlet kurumlarında çöküş kaçınılmaz bir hal alır.

Sendika, memurların haklarını korumak için siyasetle pazarlık yapma gücünü kaybeder. Çünkü sendika siyasetin etkisi altına girmiştir. Memurların siyasete baskı kurma aracı olması gereken sendikalar, artık siyasetin memurlara baskı kurma aracı haline dönüşürler. Kendilerine amirlik, müdürlük verilerek mükafatlandırılan memurlar, kendilerinden olmayanların işini yapmazlar. “Senin işini yapmam için bize üye olman lazım, bizden değilsen müdür - müdür yardımcısı olamazsın, bizden değilsen eşinin yanına gidemezsin, bizden değilsen köyde çalışmaya mecbursun...” türünden sözler sıkça duyulur.

Memurların siyaset karşısında elinin en güçlü olduğu dönemler toplu sözleşme dönemleridir. Toplu sözleşme masası, biri siyasi parti diğeri sendika iki bağımsız örgütün pazarlık etmesi için vardır. Ama masanın iki tarafında oturanlar birbirini besleyen, birbirinden faydalanan yapılar olursa o zaman masanın bir anlamı kalmaz.  Bu döngü içerisinde üye sayısını arttıran ve yetkili sendika olan örgütün memurlar için gerçek anlamda pazarlık etmesini beklemek hayal kırıklığı yaşatabilir. Çünkü sendikayı o masaya oturtacak güce, karşısında bulunan siyasi irade getirmiştir.

Yukarıda yazdığım tespitler, ülkemizdeki siyasi sendikaların tecrübe edilmiş gerçekleridir. Bugün yetkili sendikayı eleştiren diğer siyasi sendikaların da, zamanı gelirce aynı gelişimi sürdüreceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

 

Yusuf ÖZEY

AES Mersin İl Başkanı

Yorum Yap