“Başarının bürokratlara,  başarısızlığın eğitim emekçilerine fatura edilmesi gelenek haline gelmiş. Bu son olayda da tepeden bakan, sorumluluğu idari işlem yapmak olarak gören bir anlayışla karşı karşıyayız.

Sayın İlçe Milli Eğitim müdürümüz;
-Özellikle doğu bölgelerinde okul öncesi okullaşma oranının çok düşük olduğunu,
-1.sınıfa başlama yaşının düşmesiyle öğrencilerin zorlandıklarını,
-1.sınıfta bırakan okuma-yazmayı bazı öğrencilerin Türkçe'yi yeni yeni öğrendiğini,
-Başarısız öğrencilerin sınıfta bırakılamayarak bir üst sınıfta daha başarısız ve isteksiz olmalarının önünün açıldığını,
-Sınıf mevcutlarının hat safhada olduğunu,
-Öğrenci devamsızlıkları hakkında hiç bir tedbir alınmayıp devamsızlık mektuplarının işleme konulmadığını ve yaptırım uygulanmadığını,

- Ailedeki çocuk sayısının artmasıyla çocukların eğitimi ile ilgilenme oranının azaldığını,

-Ücretsiz ders kitabı dağıtmanın parasız eğitim anlamına gelmediğini, bazı çocukların sokakta veya inşaatta çalıştırıldıklarını,
-Öğretmenlerin öğrenciler üzerinde hiç bir yaptırım gücüne sahip olmadığını,

Öğretmen ihtiyacının karşılanamadığını, ücretli ve branş dışı öğretmenlikle geçiştirildiğini
-Okul kitaplarının yetersiz kalıp ek kaynak kitaplar aldıramadığını....

İdrak ederek savunmasını bu gerçekler üzerine yapabilirdi. O zaman ayna tutmuş olur, sorunun çözümü için ilk ve büyük adımı atardı. Bu işte bir gerilik olduğunu kabul ediyoruz ama yanlış yerde arıyoruz. Küçük çocuklar ve öğretmenlerden öte biraz daha yukarılara bakmak gerek.”

Sayın Öğretici’nin bu açıklamasına aynen katılıyor, eğitimde başarılı örneklerin tepeden aşağıda doğru çoğalmasını gönülden arzuluyoruz.

Anadolu Eğitim Sendikası

Basın Sekreterliği