15 Nisan-15 Mayıs 2013 tarihleri arasında 1. Sınıf öğretmenlerince yanıtlanan ankete göre yeni sisteme geçilirken ve geçildikten sonra MEB veya sivil toplum örgütlerince görüşüne başvurulan öğretmenlerin oranı yalnızca % 4.
nn
Sendikamızın 2012-2013 Öğretim yılı başlamadan ve 1. Yarıyıl tamamlanmak üzereyken yaptırdığı iki ayrı anket yurt genelinde çeşitli branş ve kademede görev yapan toplam 5000 den fazla öğretmene ulaştırılmıştır.
nn
http://www.aes.org.tr/eski/portal/haberler/1648-eitimi-neresinden-keseceimizi-deil-niteliini-tartalm
nn
http://www.aes.org.tr/eski/portal/haberler/1887-444-eitim-sistemini-anketle-deerlendirdik
nn
n
Bu son anketimiz özel olarak yalnızca 1. Sınıf öğretmenlerine uygulandığı için, bakanlığımızın özellikle okula başlama yaşı ve okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması noktasında alması gereken bir karara işaret etmektedir. Ankette yer alan sorular ve aldığımız çarpıcı sonuçlar aşağıdadır:
n n 1.Sınıf Öğretmenleri Alan Anketi Sonuçları: Sistem değişikliğinden önce veya uygulamaya geçildikten sonra görüşlerinize başvuruldu mu? (MEB ve/veya STK lar) Ankete katılan öğretmenlerin, % 96 gibi büyük bir oranı sistem değişikliği için kendilerinden görüş alınmadığını belirtmişlerdir. Sistemin kullanıcıları burada fikir ve ya öneri olarak sistemin içinde bulunmamışlardır. Kurumunuzda 1. Sınıf öğrencileri şubelere nasıl dağıtıldı? Okula kaydı yapılan öğrencilerin yaklaşık yarısı (% 46) karışık olarak sınıflarda eğitimine başlamıştır. Burada 60-80 aylık aralığında 1,5 yaş farkının olduğunu unutmayalım. % 35 gibi bir oranda 66-72 arasının oluşturulduğunu belirtmiştir. % 8 tek şubeli okul, % 11 Birleştirilmiş sınıflı okul şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Okulunuzda 1. Sınıfı kimin okutacağı, 66 aya kadar olan öğrencileri kimin alacağı gibi konular sorun yarattı mı? Bir önceki yıl 4. Sınıf veya 5. sınıf okutan öğretmenler, 1. sınıfı okuttuğu için, % 53 gibi bir oran sorun oluşturmamıştır. Yalnız, yaşı küçük öğrencilerden dolayı, % 47’li bir kısım bunun sorun olduğunu doğal olarak belirtmişlerdir. Sınıfınızın mevcudu kaç? % 72 oranında belirtilen sınıf mevcutlarının, 11-40 öğrenci sayısı kadar olduğunu görmekteyiz. 40 mevcudunun özellikle bir sınıf için çok olduğunu düşünürsek, 1. sınıflarda bu sayının yüksek olduğu bir gerçektir. Yine büyük bir rakam olan % 10 görünen 41-50 arası ve % 16 olan 50’den fazla oranı çok büyük bir sorunu gözler önüne sermektedir. Öğrencileriniz ortaokul öğrencileri ile aynı kantin ve bahçeyi kullanıyor mu? Okulların dönüşümü tam gerçekleştirilemediği için ve mevcut altyapı eksikliklerinden dolayı okullarda, aynı bahçeyi kullanan öğrencilerin oranı % 57 lik bir orana ulaşmaktadır. % 22 gibi düşük bir oran olması gerektiği gibi alanların ayrıldığını göstermektedir. 1. Sınıf öğrencilerinizin kullandıkları sıra ve masalar fiziksel yapılarına uygun mu ? Sınıf ortamlarının çocuklar için uygunluğuna dair bir anket sorusuna yönelik cevaplarda yine büyük bir sorun karşımıza çıkmaktadır. Sıraların % 44’ öğrenci için uygun olmayan eski sıralardan oluşurken, aynı okul içinde farklılık gösteren sıraların durumu % 43 olarak kısmen uygun olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla sınıf ortamlarının % 13’ü çocuklarımızın için uygun bulunmuştur. 1. Sınıf derslikleri ve bulunduğu kat sizce uygun ve yeterli mi? Bu anket sorusunda eşit gibi görünen dilimlere bakıldığı zaman okul binalarının tartışılması gerektiği görülmektedir.% 38 oranında verilen cevapta uygun olmayan koşulların olduğunu görmekteyiz. Eğitim için kısmen uygun olduğu belirtilse de, % 33 oranı yine az değildir. Okullarımızın bina olarak uygunluğu % 29 oranındadır.1. sınıflar alt katlardan başlayarak öğrencilere sınıf tahsisinin yapıldığını düşünürsek, ortamın eğitime uygunluğu anketi yanıtlayan öğretmenlerce beğenilmemiştir. Öğrencilerinizin kullandıkları lavabolar, tuvaletler, merdivenler, kantin ve diğer alanlar öğrencilerin fiziksel yapılarına uygun mu? Okullar yapılırken göz ardı edilen durumlar burada da önümüze çıkmaktadır. Okul binalarının uygun olmadığını % 53’ lük bir sonuç göstermektedir.% 38 kısmen uygun. % 9 uygun olarak belirtmiştir. Sınıf ortamında dikkat dağınıklığı, ağlama, tuvalet ihtiyacını sınıfta giderme gibi sorunlardan bir veya bir kaçını yaşıyor musunuz? Okul olgunluğunun başlamadan öğrencilerin okula adım atmasıyla öğrencilerde en çok beklenen davranışların (ağlama, dikkat dağınıklığı, tuvalet sorunu) sıkça yaşanmaktadır. Okul öncesi çağın gelişim aşamasında olan öğrencilerde bunun yaşanması doğaldır.% 35 gibi bir oran bunu göstermektedir. Ara-sıra görülen oran % 22’dir.% 12 her zaman, % 11 hiç yaşanmadığını belirtmiştir. 72 Ayı Tamamlayan 1. Sınıf Öğrencileri Başarılı. Ankete göre Nisan ayı itibari ile sınıftaki okula başlama yaşı eski sistemle uyumlu, 72 ay ve üzeri çocukların tamamı okuma yazmaya geçti diyen öğretmenlerin oranı % 62. Hiç biri okuyamadı diyenlerin oranı %8 dir. Nisan ayı baz alınarak; 1. sınıfta okuyan, 2012 Eylül ayı sonu itibariyle 72 ay ve üzeri öğrenci grubunuzun yüzde kaçı okumaya geçti? Yine okul olgunluğunu yakalamış öğrenciler, % 62 gibi bir rakamla Nisan ayında beklenen okumaya geçişi gerçekleştirmişlerdir. Gelişim özelliklerine göre küçük oranlarda farklılıklar doğal bir sonuçtur. Yaş Küçüldükçe Akademik başarı da düşüyor! Aynı öğretmenler 66-72 ay aralığındaki çocukların Nisan Ayı okur-yazarlık başarısı için %30 luk bir tam başarı gözlemlemişlerdir. Hiç biri okuyamadı diyen öğretmenlerin oranı 72 aylıklara göre 2 puan artarak %10 a çıkmıştır. Nisan ayı baz alınarak; 1.sınıfta okuyan, 2012 Eylül ayı sonu itibariyle 66-72 ay aralığında olan öğrenci grubunuzun yüzde kaçı okumaya geçti? 66-72 ay arası öğrenciler okumayı gerçekleştirme düzeyleri; % 30 gibi bir rakamla karşımıza çıkmaktadırlar. Bu yaş aralığındaki toplam % 52 oranı parça parça, okumaya geçme oranlarını göstermektedir. 66 Aydan Küçük Öğrenciler Çakıldı! Üst yaş gruplarında Nisan ayı itibari ile öğrencilerinin tamamı okuma-yazmaya geçmiş öğretmen oranı %60 lar ve üzeri iken, 66 ay altında küçük öğrenciler için bu oran yalnızca 18 dir. Aynı sınıf, aynı öğretmen ve sistem içindeki bu farkın tek açıklaması yeni sistemdeki okula başlama yaşını küçültmenin YANLIŞ BİR KARAR olduğudur. Bu yanlışın kurbanı öğretim hayatına kendini yetersiz, başarısız hissederek başlayan küçük çocuklarımızdır. Bu öğrencilerimizin sınıf tekrar etmesi psikolojik bir yıkım yaratabileceği gibi, bir üst sınıfa eksik bilgi ve beceriyle geçirilmesi de tüm eğitim hayatını sabote edebilecek denli sıkıntılı bir durumdur. Her seçimin kaybedeni olacak olan bu minik öğrencilerin vebalini okula başlama yaşını 66 ay seviyelerine çekenler ve okula kaydettirenler paylaşmalıdır. Nisan ayı baz alınarak; 1.sınıfta okuyan, 2012 Eylül ayı sonu itibariyle 66 aydan küçük olan öğrenci grubunuzun yüzde kaçı okumaya geçti? Tablodaki çeşitliliğe bakınca, 66 aydan küçük öğrencilerin beklenmesi gereken okumaya geçme oranını, Nisan ayı itibariyle % 18 dir. Bu demek oluyor ki; her 5 öğrenciden 1’i okumaya geçmiş, 4 öğrenci bunu gerçekleştirememiştir. Bu öğrencilerin haziran ayına kadar bir performans sergileseler de, okumaya geçince okulların tatil olması okuma için verilen çabanın büyük bir darbe almasına neden olmaktadır. Oranların farklılığı, aslında okul öncesi çağında bulunan öğrencilerin 1. Sınıfta olmasının yanlışlığını açıkça ortaya koymaktadır. Veliler Pişman! Velileriyle diğer sınıf ve branş öğretmenlerinden daha fazla ve sık iletişimde bulunmak durumunda olan 1. Sınıf öğretmenlerinin izlenimlerine göre 66 ay ve daha küçük öğrencilerin velileri %54 oranında okula erken başlatma kararlarından pişmanlık duyuyor. Aynı konuda %27 oranında karasızlık gözlenirken, çocuklarını okula erken başlattığı için memnuniyet duyan velilerin oranı yalnızca %19 dur. 2012 Eylül sonu itibari ile 66 ay ve altında yaş grubundaki öğrenci velilerinin çocuklarını 1. Sınıfa başlatma kararlarına bugünkü bakışları nasıldır? Velilerin % 54 ‘ü çocuğunu 66 ay ve öncesinde okula erken gönderdiği için pişman olmuştur. Yine burada öğrencilerin durumunu etkileyecek bir oranda % 27 karasızlık ve nötr haldir. Memnun olan velilerin oranı ise okumaya paralel bir oran olan % 19 dur. 1. Sınıflarda yapılan sistem ve müfredat değişikliğine ilişkin bir hizmet içi eğitim aldınız, desteklendiniz mi? Öğretmenlerin % 65’i sistem ve müfredat değişikliğinde hizmet içi eğitim almadığını belirtmiştir.% 31 oranı aldığını ama işine yaramadığını belirtmiştir. Ankete katılan öğretmenlerden yalnızca % 4 ü memnuniyeti belirtmektedir. Bu yılki öğretmenlik yaşantınız için aşağıdakilerden hangisi uygun düşüyor? Yeni sistemde 1. Sınıfı okutan öğretmenlerimizin yarıya yakın oranı(%45) kendisini mutsuz ve başarısız hissetmektedir. % 18’ lik bir kısım, Her zamanki gibi, değişiklik yok demiştir. Yine % 18 İlk yılım fikrim yok seçeneğini işaretlemiştir. Yine çok çarpıcı sonuç olan 66 ay öğrencilerinin okumaya geçme oranı ve veli memnuniyetine paralel olan % 19’luk öğretmen grubu kendisini mutlu ve başarılı hissettiğini belirtmiştir. Seçme şansınız olsaydı bu yıl yine 1. Sınıfları okutur muydunuz? 1. sınıf öğretmenlerinin % 71’i bu yıl 1 sınıf okutmaktan dolayı mutsuzdur, seçme şansları olsa bu sınıfı okutmayı tercih etmeyecekleri anlaşılmıştır. % 15 belki tercih ederdim derken, yalnızca % 14 ü kararından memnundur. 1. Sınıf Öğretmenleri Okul Öncesi Eğitim Şart diyor! Okul öncesi eğitimin, 1.sınıfta okuyan öğrencilere, eğitim-öğretim açısından katkısı olduğuna inanıyor musunuz? Görüşüne başvurduğumuz 1. Sınıf öğretmenleri yeni sistemde zorunlu kılınmayan okul öncesi eğitimin katkısına ve yararına inanmaktadır. Yararına inanmayanların oranı %6 da kalırken kısmen inananlar %8 , “Evet inanıyorum” diyenler %86 oranındadır. Sizce öğrenciler kaç aylıkken 1.sınıfa başlamalı? n 1.Sınıf Öğretmenleri sınıf tekrarından yana 21 Mayıs 2013 Tarihinde yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı genelgesi ile devamsız ve/veya başarısız öğrencilerin sınıf tekrarı yapması olanaklı hale gelmiştir. Sendikamızın anket soruları hazırlandığında ve uygulanırken yürürlükte olmayan bu durum, 1.sınıfa giren öğretmenlerin görüşleriyle uyumludur. Buna göre, 1. Sınıf özelinde sınıf tekrarından yana olan öğretmenlerin oranı %85, kararsızlar %10, karşı olanlar ise yalnızca %5 tir. Sınıflar özelinde öğrencinin sınıf tekrarı yapmasına olanak verilmeli midir n n Yaptığımız bu kapsamlı araştırmanın başta yasa yapıcı TBMM olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı ve TTK tarafından dikkate alınarak, 2013-2014 öğretim yılına hasarsız, bilimsel ve en çok da çocuk hakları gözetilerek “pedagojik” eksene oturtulmuş bir sistemle girme umudunu taşıyoruz. Anketimizi il ve ilçelerde uygulayan temsilcilerimiz ve zaman ayırarak katılan 1. Sınıf öğretmenlerimize teşekkürlerimizle… Anadolu Eğitim Sendikası 
n
nn