Öncelikle şu hususu belirtmeliyiz ki; OHAL kapsamında yayımlanan hiç bir KHK idari işlemler bakımından yargı yolunu kapatmamıştır. “Sadece” bu kapsamda tesis edilen işlemler bakımından yürütmenin durdurulmasına karar verilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. İdari yargı yerlerinde sadece idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğu denetlenebilir dolayısıyla KHK hükmü ile meslekten çıkarılanlar bakımından idari yargı yerleri görevli değildir diyenler vardır. Bir başka görüş ise, (azınlıkta olmakla birlikte) Her ne kadar KHK ile meslekten çıkarılmışlar ise de niteliği itibari ile bu bir idari işlemdir o halde idari yargı denetimine tabi olup görevli mahkemelerde dava açılabilir. Bu görüşü destekleyen bir kaç yargı kararı da vardır. Sendika olarak biz, ikinci görüşü benimsemekteyiz. Ancak, siyasal ortam düşünüldüğünde idari mahkemelerde başlatabileceğiniz hukuki mücadele, iç hukukun gerektirdiği aşamalardan geçerek gerekirse uluslararası hukuka taşınabilecek bir süreçtir. Kısa sürede, mucizevi bir çözüm beklentisi yaratmak istemeyiz.

Önerimiz ise şudur; 2577 sayılı idari yargılama usul yasasının verdiği bir olanağı kullanmak suretiyle bu işlemi İDARİ BİR İŞLEM olarak kabul ederek, geri alınması için işlemi tesis eden mercie başvurulması gerekir. 60 gün içinde ret veya susma halinde idari yargıda dava açma yolunu kullanabilirsiniz. Bu yöntemle açılacak bir davada 672 sayılı KHK'nin Anayasaya aykırılığı ileri sürülmek suretiyle def-i yolu ile anayasa denetimi denenebileceğini düşünmekteyiz. Bu konu ile ilgili de bir Anayasa Mahkemesi kararı vardır.

Mahkemelerce idari yargı yolunun kapalı olduğu görüşü benimsenir ise o zaman da doğrudan AYM'ye başvurularak AİHS nin adil yargılanma hakkı savunma hakkı ve çalışma özgürlüğü ile ilgili hükümlerinin iptal edildiği öne sürülebilir. Buradan sonuç çıkmaması halinde de AİHM ne başvurulabilir.

Burada yazdıklarımız, kişisel delil ve belgelerden bağımsız,  çok özet bilgilerdir. Memuriyetten ihraç edilen öğretmenlerin herhangi bir sendika ile üyelik bağı da kalmamasına rağmen, her türlü danışma ve yardım ücretsiz olarak size sunulacaktır. Memuriyetten ihraç edilenler açısından açılabilecek davalarda sendika üyeliği ile temsil mümkün olmadığından, mağdurları  tercih edilirse vekalet ile temsil etmemiz mümkündür. Yerelde mağdurları temsil etmesi için bir avukat tercihi olursa da yardıma, desteğe hazırız. 

Sayılı KHK ile statüleri değişen araştırma görevlilerin OHAL ile ilgisi ise hiç bir şekilde anlaşılamamıştır. 33/A ve 50/D nin her ikisi de araştırma görevliliği kadrosudur ve temelde aynı haklara sahiptirler. 50/D lisansüstü eğitim kadrosu (Y.lisans ve doktora yapan öğrencilere) tahsis edilir ve öğrenciliği bitince kadro da sona erer. Bu kapsamda sonraki kamu görevinde çalışmışlık anlamında kazanılmış haktır, bütün kesintileri 33/A daki gibidir. Öyle yerler vardır ki araştırma görevlisi ihtiyacı vardır ama yüksek lisans ve doktora yapma imkanı yoktur ya da uzayacaktır. İşlerin yürümesi için araştırma görevlisi ihtiyacı vardır.  Bu KHK düzenlemesi ile, araştırma görevlilerine “doktora bitince bulunduğun yere veya başka bir yere öğretim üyesi  ol, değilse piyasaya veya diğer kamu kuruluşlarına git” denilmektedir. Sendikamız, bilimsel eğitim ve kariyer için adil ve uygulanabilir bir sistemden yanadır. Araştırma görevlisi kadrosu, üst akademik kadrolar için önemli bir basamaktır. Siyasi torpilin etkilemeyeceği şekilde, güvence altına alınması gerekir. Hukuki mücadeleyi araştırma görevlisi üyelerimizle birlikte bu zeminde vereceğimizi kamuoyuna ilanen duyururuz.

Bu zorlu süreçte, sizi en doğru şekilde yönlendirmek ve desteğimizi sunmak için yanınızda olacağız. Saygılarımızla…

AES Hukuk Servisi

[email protected]nn