Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

ÇSGB Müsteşarı Ahmet Erdem’i Ziyaret Ettik

10 Ocak, 2017

15 Temmuz ve terör saldırıları nedeniyle memurlar haklarını ifade etmekten kaçınıyor...


Taşeron işçilerine ikramiye verilirken memurlara verilmemesi, hatta sendikalarca talep bile edilmemesi kabul edilemez.


657 ve 4483 Sayılı yasalarda yapılacak değişikliklere sosyal taraflar katılmalı.

Genel Başkan Bayram Zengin başkanlığındaki BASK Heyeti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Sn. Ahmet Erdem’i makamında ziyaret etti.


Ziyarete BASK Genel Sekreteri ve AES Genel Başkanı Cansel Güven, BASK Genel Mali Sekreteri ve Bağımsız Enerji –Sen Genel Başkanı Hanife Ekinci, BASK Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Bağımsız Büro-Sen Genel Başkanı Remzi Kızılkaya, BASK Genel Eğitim Sekreteri ve BATOÇ-SEN Genel Sekreteri Erdal Bayram, ile BASK Genel Sosyal İşler Sekreteri ve Bağımsız Enerji-Sen Genel Sekreteri Murat Aktaş da katıldı.


Ziyarette söz alan Genel Başkan Bayram Zengin; başta kanlı ve alçakça 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere 2016 yılında meydana gelen terör olayları; kamu görevlilerinin sorunlarının ve çözüm önerilerinin yeterince kamuoyuna taşınmasına imkan vermediğini belirterek, 2017 yılının ilk günlerinde, kamu görevlilerinin sorunları ve çözüm önerilerimizi Bakanlık ile paylaşmak istediklerini ifade etti.


Genel başkan Zengin, özetle aşağıdaki konulara temas etti:


Malumunuz olduğu üzere 1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerinin ardından, yazılı ve görsel medyada konunun yabancısı kimi art niyetli kalemlerin başlattığı ve ana teması “memurluğun yeniden tanımlanması”, “memur fazlalığı”, “memur güvencesinin ortadan kaldırılması” başlıkları kapsamında yürütülen tartışmalar kamu görevlilerini üzmüştür ve üzmeye devam etmektedir.


Medyadaki ısmarlama yazılara ilaveten, siyaset adamlarınca verilen Türkiye’nin gerçekleri ile uyuşmayan demeçler üzüntümüzü artırmaktadır.


15 Temmuz darbe girişimi; Devleti ele geçirmek amacıyla terör örgütlerinin sızma girişimlerinin nasıl yapıldığı, hangi yöntemlerin kullanıldığı ve sızma yöntemlerinde gizliliğin nasıl on yıllarca saklandığını, terör örgütlerinin on binlerce kişiyi legal ve illegal yolları kullanarak nasıl gizlice kamuya yerleştirdiğini açıkça ortaya koymuştur.


Bu çerçevede mevcut tedbirlerin yetersiz olduğu, yeni tedbirlere ihtiyaç olduğu da açığa çıkmıştır.
Görüşlerimizi çeşitli vesilelerle Bakanlığınız ve siyasi partiler ve kamuoyu ile paylaşmış olmakla birlikte, Bakanlığınızın çalışma hayatının patronu olması münasebetiyle bazı hususları tekraren takdirlerinize arz etmek istiyoruz. 


Çünkü; çalışma hayatında kalıcı olabilecek düzenlemeler, ancak Bakanlığınız mutfağında sosyal tarafların katılımı ile hazırlanması halinde mümkün olabilmekte ve tartışmadan da mümkün mertebe uzak kalmaktadır.


Kamuoyuna yapılan açıklamalarda en önemli sorun; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun arasındaki farkın bilinmeyişi, suç işleyen memurların kanunlarca korunduğu inancının yaygınlığıdır.
Bu nedenle gerek 657 gerekse 4483 sayılı Kanun kapsamında kamu görevlileri için “görev nedeniyle işlenen suçlar”, “görev esnasında işlenen suçlar” ve “kişisel suçlar” tanım ve ayrımlarının yeniden ve ayrıntılı olarak yapılması gerekmektedir.


Örneğin; 657 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesinde yer verilen “Yemin Belgesi” veya 7 inci maddesinde yer verilen “Tarafsızlık ve devlete bağlılık” ödev ve sorumluluklarına aykırı davranışların disiplin hükümleri içerisinde ve aykırılığın niteliğine göre hukuki işlem uygulanması yeniden değerlendirilmeli ve yaptırıma bağlanmalıdır.


Sicil notu uygulamasının kaldırılmasından sonra, kamu görevlilerinin birinci ve ikinci sicil amirleri tarafından yapılan değerlendirme ve takip de ortadan kalkmıştır.


Bu itibarla; belirli görev ve hizmet sınıfı çalışanlarının periyodik aralıklarla tarafsız ve bağımsız bir takip merkezi oluşturularak yeniden değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği inancındayız.
Her ne kadar mevcut durumda FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin mensupları istihbarat, güvenlik ve adli makamlarca izleniyor, hukuken gereği yapılıyor ise de, kamu görevlileri arasında azımsanmayacak derecede bulunan IŞİD sempatizanların adeta uyur hücre niteliğindedir.


Sosyal medyayı çok iyi kullanan ve ajitasyon kurallarını çok iyi bilen, ancak herhangi bir açık vermemiş kişilerin takibi, bu amaçla oluşturulmuş yapı olmadan sağlıklı olmayacaktır.


Kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal hakları her ne kadar toplu sözleşmeler ile belirleniyor ise de; toplu sözleşmelerde kanunun görüşülmesini açıkça belirlediği 17 konudan 9’u hiç gündeme gelmemiştir.


4688 sayılı Yasaya rağmen örneğin doğum, ölüm yardımları, yolluk ve harcırahlar toplu sözleşme ile değil yasalarla belirlenmektedir. 


Bu arada hiç gündeme gelmeyen bu konulardan biri memurlara ikramiye verilmesidir.
Kamu işçilerine her yıl verilen 6 ikramiyeye 2015 yılında imzalanan toplu sözleşme ile “Denge Ödeneği” adı altında 500 lira tutarında 7. İkramiye eklenmiştir.


Artık taşeron işçilerine bile Yüksek Hakem Kurulu tarafından yılda iki kez 5’er günlük ücret toplamı ikramiye ödenmeye başlanmıştır.


Memurlara ikramiye için de bir yerden başlamak gerekmektedir.


Sendika ve toplu sözleşmelerden ümit kestiğimize göre geriye Bakanlık kalıyor. Bu konuda yardım ve katkılarınızı, yapılacak hukuki düzenlemelerde konuya yer verilmesini istiyoruz.
BASK olarak, kamu personeli mevzuatında yapılacak ve Bakanlığınızca yürütülecek tüm çalışmalara aktif olarak katılmak ve deneyimlerimizi aktarmak istiyoruz. Bu konudaki talebimizin karşılanmasını umuyor ve bekliyoruz.


“Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” ile 2010/4 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında kreş açılması gerekmekte ancak kurumlar kreş açmamaktadır.
Konunun Bakanlıkça takibini talep ediyoruz.


Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığı Müsteşarı Sn. Ahmet Erdem, Bakanlığın tüm sendikalara açık olduğunu belirterek çalışmalara katkı verilmesinden memnun kalacaklarını belirtti.


657 sayılı Kanun ile ilgili Devlet Personel Başkanlığınca bazı hazırlıkların yapıldığını ifade eden Erdem, kamuoyunda dillendirilen her talebin karşılanmasının mümkün olmadığını söyledi. 
Ziyaret esnasında Müsteşar Erdem’e kamu görevlilerinin sorunları ve BASK’ın çözüm önerilerini içeren geniş kapsamlı bir dosya sunuldu.

BASK Basın Bürosu

 

Yorum Yap