Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

Toplu Sözleşmelerdeki Alışkanlığından Vazgeçemeyen Memur-Sen Bu Kez ILO’da Kendi Temsil Hakkını Peşk

02 Haziran, 2017

Memur-Sen’in ILO Temsil Yetkisini Nasıl Peşkeş Çektiğinin ibret verici hikayesi..

TOPLU SÖZLEŞMELERDEKİ ALIŞKANLIĞINDAN VAZGEÇEMEYEN MEMUR-SEN BU KEZ ILO’DA KENDİ TEMSİL HAKKINI PEŞKEŞ ÇEKTİ

ŞAŞKIN MEMUR-SEN İSTANBULDAKİ TOPLANTININ ANKARA’DA YAPILACAĞINI SANINCA….

MEMUR-SEN’İN EYLEM KARARI SABAHTAN ÖĞLEYE NASIL İPTAL OLDU.

Kısa adı ILO olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nce her yıl Haziran ayının ilk haftasında Cenevre’de toplanan ve bu yıl 106.’sı gerçekleşecek Uluslararası Çalışma Konferansında çalışanlar açısından Türkiye’yi kimin temsil edeceği sorunu büyük tartışmalar ve restleşmeden sonra çözüldü.

  1. Çalışma Konferansında Türkiye’yi Memur-Sen değil Türk-İş temsil edecek.

 

Gün gün ILO temsil yetkisi açıklamaları:

(Peşkeşin kronolojisi)

11 Mayıs 2017

  • TÜRK-İŞ: İşveren vekili konumunda olan kamu görevlilerinin (Memur-Sen kastediliyor) temsil yetkisine sahip kılınması büyük bir talihsizliktir. TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu 106. Uluslararası Çalışma Konferansına katılmama kararı almıştır

15 Mayıs 2017

  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu, işçi ve memur konfederasyonlarını, 15 Mayıs 2017 günü saat 9.00'da İstanbul Havaalanı yerleşkesi içerisinde yer alan TAV Otel'de, konuyu yeniden değerlendirmek üzere bir toplantıya çağırdı.
  • Toplantıya TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, Kamu-Sen ve KESK Konfederasyonları katılım sağlamış, MEMUR-SEN ise İstanbul TAV Otel’de yapılacak toplantının Ankara Esenboğa Havaalanında aynı isimli otelde yapılacağını zannederek toplantıya katılım sağlamadı.
  • Toplantıda Kamu-Sen, TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK; TÜRK-İŞ'in çalışan delegesi olarak bu yıl da temsil görevini yürütmesini, gelecek yıllardaki delege belirleme işleminin ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca konfederasyonların çoğunluğunun kararı ile alınması kararlaştırıldı.

 

24.05.2017

(Henüz sabah saatleri)

  • Memur-Sen: ÇSGB'nin haksız ILO kararını bakanlık önünde protesto ediyoruz

 

  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Konfederasyonlara gönderilen yazı ile Uluslararası Çalışma Konferansında Türkiye’yi TÜRK İŞ temsil edeceği bildirildi.
  1. Uluslararası Çalışma Konferansında (2018 yılında) Türkiye’yi en fazla üyesi olan kamu görevlileri sendikaları konfederasyonu temsil edecek

(Akşama doğru)

  • Memur-Sen: Teklifimiz Karşılık Buldu, Eylemimiz İptal.
  • Kamu-Sen: Bu yıl ÇSGB bir yanlıştan geç de olsa dönmüştür. ILO delegesi atama usulüyle belirlenemez

25.05.2017

  • Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: ILO’da kamu görevlilerinin temsil edilmesinin yolunu açtık.

 

ILO ÇALIŞMA KONFERANSINDA ÜLKELER TEMSİL NASIL EDİLİR?

Bilindiği gibi; her ülke Uluslararası Çalışma Konferansı’nda 4 delege ile temsil ediliyor.

Bunlardan ikisi Hükumet, birisi işveren ve birisi de işçi (çalışanlar da deniyor ama, ILO Anayasasında İngilizce karşılığı worker) delegesi.

Her delegenin; konferans gündemindeki her madde için iki teknik müşavir bulundurma hakkı var.

Türkiye’yi 1952 yılından beri Türk-İş temsil ediyor. Diğer konfederasyon temsilcileri teknik müşavir adı altında toplantılara katılıyor ama konuşma hakkı Türk-İş delegesinin.

Yani her yıl Haziran ayında Türkiye’den Cenevre’ye giden değişik sendika ve konfederasyonlardan onlarca kişi aslında teknik müşavir olsa da gezi için giderler. Zaten çoğunluğu dil bilmediği için Konferans boyunca park ve bahçelerde dolaşıp vakit geçirirler.

ILO Çalışma Konferansı ile ilgili ne olup bittiğini, işçi ve memur konfederasyonlarının kendi web sitelerindeki yayınları karşılaştırarak anlamaya ve anlatmaya çalışalım.

TÜRK-İŞ “KONFERANSA KATILMAYACAĞIM” DEYİNCE…

ILO’da temsil, 1952’den 2016 yılına kadar sorun olmadı. Çünkü en fazla üyesi olan konfederasyon Türk-İş idi.

2016 yılında Memur-Sen’in üye sayısı Türk-İş’i geçince, Memur-Sen temsil yetkisinin kendisine verilmesini istedi. Ne de olsa iktidar yanlısıydı, sayı şartını da yerine getirince sorun olmayacaktı.

Hesap edilemeyen itiraz, 11 Mayısta Türk-İş’ten geldi ve basın açıklaması yaptı:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Türkiye’deki çalışan kesimi Konferans’ta temsil edecek işçi delegesi hakkında Konfederasyonumuza gönderdiği resmi yazıda, bu yıl Memur-Sen’in işçi delegesi olarak belirlendiği tarafımıza bildirilmiştir. 

İlgili yazıya göre, Haziran ayında Cenevre’de yapılacak 106. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda özelde ve pek çok sektörde üyesi olmayan ve kamu görevlilerinin bir bölümünü temsil eden Memur-Sen’in çalışan kesimi temsil etmesi beklenmektedir.

Mevcut şartlar altında TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu 106. Uluslararası Çalışma Konferansına katılmama kararı almıştır.”   

Türk-İş konferansa katılmama restine bir de uyarı eklemişti:

“Uluslararası Çalışma Konferansı’nda işveren vekili konumunda olan kamu görevlilerinin temsil yetkisine sahip kılınması, Türk çalışma hayatı açısından büyük bir talihsizliktir.”

Konuyu takip edenler; Memur-Sen’in Avrupa’da başta ETUC olmak üzere bir çok örgüte üyelik başvurularının reddedildiğini, meşruiyet sorunu yaşadığını hatırlatarak, ısrar halinde hem Türkiye’nin hem Memur-Sen’in başının ağrıyacağını anlamakta zorlanmadılar.

Tehlikeyi farkeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, üç işçi (Türk-İş, Hak-İş, DİSK) ve üç memur konfederasyonunu (Memur-Sen, Kamu-Sen, KESK)  alelacele 15 Mayıs’ta İstanbul TAV Otelde toplantıya çağırdı.

Toplantıda, ILO Anayasası gereği temsil yetkisinin kimde olduğu sosyal diyalog yöntemi ile çözülecekti.

ŞAŞKIN MEMUR SEN TOPLANTI YERİNİ DEĞİL, İLİNİ KARIŞTIRINCA…

Ancak şaşkın Memur-Sen, toplantının  Ankara’da aynı adı taşıyan otelde olacağını zannedince toplantıya katılamadı. Toplantıda Hak-İş’in itirazına rağmen temsilin Türk-İş’e verilmesi kararlaştırıldı.

Oysa aynı gün Memur-Sen genel başkanı Ali Yalçın katıldığı bir toplantıda; Memur-Sen’e geçtiğini sandığı ILO temsil yetkisine ilişkin, “Diğer Konfederasyonlar ortak bir uzlaşı yerine iç rekabeti ve karmaşayı tercih ediyor. Sonuç olarak, uzlaşı çıkmadığı için mevcut kural (üye sayılarının baz alınarak ILO’da temsil yetkisi belirlenmesi) geçmişte olduğu gibi sürüyor. Bu da temsil yetkisinin Memur-Sen’e geçtiğini gösteriyor. Yani, işçisiyle memuruyla tüm çalışanları ILO’da biz temsil edeceğiz.” diyordu.

MEMUR-SEN SABAH ALDIĞI EYLEM KARARINI ÖĞLEDEN SONRA İPTAL ETTİ.

Türk-İş’i rahatlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kararı, Memur-Sen’in tabanını rahatsız edince, 10 günlük bir beklemeden sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde Bakanlığı protesto kararı alındı ve 24 Mayıs 2017 günü sabah saatlerinde kamuoyuna ilan edildi.

Ardından ne olduysa ve kimlerin kulağı çekildiyse aynı gün öğleden sonra Memur-Sen’den bir açıklama yapılarak “Teklifimiz Karşılık Buldu, Eylemimiz İptal” ilanı ile başlamayan eylem iptal edildi.

Böylece hayatında ilk defa bir protesto eylemi gerçekleştirecek Memur-Sen üyelerinin hevesleri kursaklarında kaldı.

Hangi teklifin nasıl karşılık bulduğu anlaşılamadı ama eylemin neden iptal edildiği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “Çalışan Kesim Delegesi” konulu 24.05.2017 tarih ve E.43887 sayılı yazısından anlaşıldı.

Yazıda özetle; 15 Mayıs 2017 tarihinde yapılan toplantıda konfederasyonlar arasında tam bir uzlaşı sağlanamadığı, Konfederasyonların bir kısmının Türk-İş’in 2017 yılında çalışanları temsilen delege olarak ILO Konferansına katılımını desteklerken, bir kısmı da taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması halında teamüllere uygun hareket edilerek en çok üyeye sahip konfederasyonun çalışanları temsil etmesi uygulamasının doğru olduğunu belirttiği anlatıldıktan sonra 106. Çalışma Konferansında Türk-İş’in temsilcisinin delege olarak bildirilmesine, 2018 yılında toplanacak 107. Konferansta ise en çok üyesi olan kamu görevlileri sendikaları konfederasyonunun delegeliğinin bildirilmesine karar verildiği ifade edildi.

Ve tabi 20 gün önce karar verilen Memur-Sen’in ILO delegeliği de iptal edildi.

Buraya kadar anlatılanlardan sonra cevapsız kalan sorulara da cevap aramak lazım:

Birincisi: Türk-İş’in Konferansa katılmama resti büyük yankı uyandırdı.

Çünkü; bir ülkede kamu görevlileri arasında sendikalaşma oranı % 70’lerde iken, işçi kesiminde sendikalaşma oranının % 9’larda olması, üstelik kayıt dışı istihdamın da % 40 civarında olmasının izahı mümkün değildir. Konferansta bu tartışmanın açılması Türkiye’yi zora sokar.

1952 yılından beri Türkiye’yi temsil eden Türk-İş’in protestosu ve Memur-Sen’in bildirdiği delege hususunu konferans delegelerinin tartışmaya açması ve oylamaya kadar götürmesi ihtimalini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı göze alamazdı ve almadı da.

İkincisi; üye sayısı itibariyle Memur-Sen’in temsil hakkından bir çırpıda nasıl vazgeçtiği; açıkçası, gönülsüz ve hazırlıksız bir şekilde sadece protesto için Bakanlık önünde basın açıklaması yapma gibi basit bir eyleme hazırlanan Memur-Sen’in kulağını kimin çektiği ve kulağına ne fısıldadığıdır?

Üçüncüsü; Konferanslarda Türkiye’yi kimin temsil edeceği konusu ILO Anayasasının 3 üncü maddesinin “Hükumet dışı temsilcilerin belirlenmesi” başlıklı beşinci bendinde belirtildiği gibi en fazla üyeye sahip kuruluşlarla anlaşarak belirlenecek ise, 2018 yılında taraflar yine Türk-İş derler veya Memur-Sen yerine bir başka konfederasyon temsilcisinin delegeliğinde anlaşırlarsa durum ne olacak? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Memur-Sen’i rahatlatmak için 2018 yılında en fazla sayıda üyesi olan kamu görevlileri sendikaları konfederasyonunun temsilcisinin ILO delegeliğini açıklamış olması, gelecek yıl yapılacak konfederasyonlararası toplantı için bir ihsas-ı rey midir?

Dördüncüsü; Memur-Sen’in meşruiyet sorunu üye sayısı ile çözülebilecek bir konu değil. Sayılar ve arkasındakiler bir kuruluşu sendika yapmaya yetmiyor.

Netice itibariyle; üyelerinin ve çalışanlarının hakkını koruyamayan ve her defasında iktidara peşkeş çeken bir konfederasyon, bu kez kendine ait temsil yetkisini peşkeş çekmiştir.

Ne için?

Kimse bilmiyor.

Alışkanlık işte.

 

BASK

 

 

Yorum Yap