Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

TEOG Kaosu ve Çözüme Dair

26 Eylül, 2017

Cumhurbaşkanımızın TEOG kaldırılsın buyruğu ile başladığımız yeni öğretim yılına henüz intibak edemedik. 1 milyon 200 bin öğrenci, çarpı iki katı veli ve yüz binlerce öğretmen TEOG un neden kalktığına dair bir fikre sahip olabildi mi? “Namussuzlara para akmasına neden oluyordu” ve “çocuklar stres altındaydı” beyanlarını esas alırsak “bunca yıl neden müsaade ettiniz?” sorusu gelecektir. Yanıt kandırıldık olabilir, ki mesele kapanır.

Öncelikle; bu yılın 8. Sınıfları için adil bir lise giriş sistemi tasarlamak için bana yetki verilse dudağım uçuklardı. Bugün Sayın Cumhurbaşkanının Avrupa Birliğine üyelik sürecimiz hakkında söylediği gibi “maç başladıktan sonra kural değiştirilmesini” doğru bulmuyorum. Kural değişikliği 2018-2019 Öğretim Yılında 5. Sınıfa başlayacak öğrenciler için tasarlanabilir. Buna varız. Siyasilerin hala düz liseden bahsedecek kadar (ki 2013 de hepsi anadoluya dönüştü, kalmadı) yabancı olduğu bu sistemi bir anda yıkıp yeniden yapılandıramazsınız.  TEOG a göre pozisyon almış, yatırım yapmış, hazırlanmış herkesin, her kesimin kazanılmış hakları var. Bilseydim,… diye başlayan sözler devleti bağlar. Arada hem yazılı hem sözlü âkit mevcut. Maç başladıktan sonra (TEOG a 2 ay kala) kural değişmez.  Ve lakin değişiyor…

Madem her şeye siz karar veriyorsunuz bakanlığa ne gerek var, istifa ediyorum diyen yok, olmayacak. En naifinden “keşke canlı yayından önce bize de çıtlatsaydınız, bu yılki TEOG soru örneklerini aynı gün yayınlamazdık, aşk olsun” diyebilen dahi yok. Seve seve olmasa da, koltuk sevdasına mecburiyetten değiştiriyorlar.

Sayın Başbakanın bugün açıkladığı, 1 ay içinde bakanlar kuruluna taşınacak dediği formüller şu ana kadar saray dışında yalnızca bir kesimle müzakere edildi: özel okullar. İstanbul’da özel okul sayısı devlet okullarını geçmişken, haklılar. Bu sınavlara giren, girmeyecek olan herkesin muhatabı öğretmenlere ve onların temsilcilerine kibarlık olsun diye bile danışılmadı. Sendika telefonu çalışıyor mu diye bakıyoruz, evet sinyal var, arayan yok. Bizi geçtim çok sevgili en yetkili Eğitim Bir-Sen’e sorun en azından. Allah korusun küserler, altından kalkamazsınız.

Sürpriz müfredatları dayatıp nesilleri bize emanet ediyorsunuz, fikrimizi sormak akla bile gelmiyor. O kadar yokuz, o denli yok sayılıyoruz. Başbakanımız “ben mühendisim ama inceledim, mükemmeli yok.  6. Sınıftaki torunum çok sevindi” diye özetliyor durumu. Torun 8. sınıfta olsaydı keşke diyorum içimden, en azından ve keşke...

Kaldırılan sistemin arkasından konuşmakla kaybedecek zaman değil. İlk yarıyıl tatiline kadar bakanlık TEOG yerine ne getirmeyi planlıyor, olması gereken nedir bunu irdeleyelim:

Başbakan Yıldırım’ın kamuoyuna aktardığı kadarıyla masadaki birinci yöntem: her lisenin kendi sınavını yapması. Cömert bütçelerle inşa edilen yepisyeni imam hatip liseleri için promosyon yapıldı ama sınıflar doldurulamadı. Mezunların %75 i üniversite kazanamıyorken girişine sınav koyarsanız iyice rezillik. Bu yöntem özeller ve talep gören okullar için uygulanabilir ama bu defa da aynı gün birden fazla okul veya il/ilçe seçeneği ile kaos kaçınılmazdır. Toptan eliyorum, bakanlık da öyle yapacaktır.

Açıklanan ikinci yöntem; ortaokul sertifikasyon yöntemi. Havalı bir söylem ama bu yıl 8. Sınıfta olanlar için parlak değil. Buna göre akademik ve sosyal becerileri okullarımız bir sertifikaya işleyecekmiş. Aileler ve çocuklar TEOG için sosyal etkinliklerden, sanattan, spordan hatta okuldaki derslerden, yaz tatilinden dahi vazgeçmiş, özel derslere, dershanelere yığılmış. 6. Ve 7. Sınıfa dönüp telafi etmenin bir yolu yok. Eldeki bu yılı idare ve öğretmenlerle samimiyet kurarak, parende atarak, türkü çığırarak, şiir yazarak toparlamaya çalışacağız demektir. Torpilin ve öğretmene psikolojik baskının tavan yapacağı seçenektir.

Üçüncü yöntem ise ortaokul bazlı yerleştirme. Başbakanım kibarlık edip bu seçenekte öğrencilerin %50 si mahalle mektebine gidebilir diyor ama, oran %90 ı bulabilir. Aslında 2. seçenekle ilintili bu yöntemde “iyi” okulların sınavlarına kimin girebileceğine bir sınırlama getiriliyor. Uyarıyorum; iyi bir lise için yarışmak isteyen öğrencinin engellenmesi güçlü bir dava konusudur. Çocuğumun karnesi takdirlik olmayabilir ancak ortak sınavda özel okuldaki bebeye fark atabilir. Batman’daki “iyi öğrenci” ile Aydın’daki iyi öğrenci aynı karnelerle 8. Sınıfa kadar gelse, okul da buna şahitlik etse, İzmir Fen Lisesi için girecekleri sınavda yarışı kim kazanır kestirebilir misiniz? On binlerce ücretli öğretmenden hizmet satın alındığı bir eğitim ortamında (ki sınıflara önlisans mezunları, çobanlar, kadastrocular giriyor), başarısı ölçülememiş bir öğrencinin gelecek vaadeden bir lisede okuma ihtimalini yok etmemelisiniz. Başbakanın ve bakanlığın bu seçeneğe meyledeceğini düşünüyorum. İhtimaldir ki bakanlar kuruluna gelmeden külliye tarafından veto edilebilir zira “sınavı kaldırın dedik, azaltmışsınız” denmesi muhtemel.

Sözün özü, emre itaat etmekle azıcık adil olmak arasında sıkışan siyasiler, eğitim bürokratları şu an açmazda. Olması gerekeni yapma dirayetini göstereceklerini sanmıyorum ama, yapılması gerekeni yazmak boynumuzun borcu:

Efendiler: acilen bir milli eğitim şurası toplayın! Diğer tiyatrolar gibi değil, parti kadın kolları ve muhtarlarla değil, sendikalarla, akademisyenlerle, veli ve hatta öğrenci temsilcileriyle. Gece gündüz tartışalım. Bir hafta verin bize. Bakanlar kurulana sunulacak öneriyi orada oluşturalım, altını imzalayalım. Hiçbir işe yaramasa bile kamuoyunun yeni sisteme güveni oluşur, torpil arama, kendini kurtarma güdüsü dizginlenir. Hani sürekli “rahat olun, bize güvenin” diyorsunuz ya… TEOG reformdur dediğinizde size güvenenlerin yeniden devlete, kurumlara güvenmesi tarafları karar sürecine katarak mümkün olur.

Okulların eğitim kalitesindeki uçurum giderilmeden rekabet, yarış, dolayısıyla sınav olacaktır. OLMAK ZORUNDA. Eğitimde siyaseten kararlar veriyorsunuz ama sonuçlarından kimse memnun değil, bilesiniz. Seçmenlerin en az yarısı eğitime taraf, hizmet alıyor. Deneylerinizle onları küstürmeden, milyonlarca çocuğu da eğitim zayiatı etmeden bir el atalım meseleye. Bir çaldırın, biz size döneriz.

 

 

(0312) 232 55 35

Öğr. Gör. Cansel GÜVEN

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı

 

Yorum Yap