Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından 30.05.2025 tarihinde “Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli Kapsamına Alınacak Okullara İlişkin Başvuru Ve Uygulama Kılavuzu” yayımlanmıştır. Bu tarihten kısa süre önce de 09.05.2025 tarihinde Talim Terbiye Kurulu, 04 nolu kararla İlkokul ve Ortaokullarda Haftalık Ders Çizelgelerinde değişiklik yapılmıştır. İlgili kararın “Çizelgenin Uygulanması İle İlgili Açıklamalar” başlıklı kısmın 5. Maddesinde de değişikliğe gidilmiştir. Bahsedilen 5. Maddenin 23.05.2024 tarihli Talim Terbiye Kurulu kararında ki değişiklik öncesi metninde “Bu uygulamayı yapan okullarda, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri dikkate alınarak Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilmiş ve uygulanmakta olan yabancı dil dersi öğretim programlarına dayalı olarak dersin zümre öğretmenleri kurulunca hazırlanan öğretim programları uygulanabilir.” İfadesi varken yeni düzenlemede bu ifade çıkarılmıştır. Yerine sadece veli talebine göre dil ağırlıklı sınıfların getirilebileceği belirtilmiştir.
Bir süredir Ortaokullarda “Yabancı Dil Ağırlıklı Sınıflar” adıyla okul kapasitesi ve kadro durumuna göre Okul Yönetimi kararı ile sınıflar açılmakta ve öğrenciler hazır bulunuşluk düzeyine göre belirlenerek bu sınıflarda Yabancı dil ağırlıklı eğitim almaktaydılar. Bu uygulamanın zamanla teveccüh kazandığı ve velilerin çocuklarını bu sınıflarda okutmak istediği açık şekilde görülmektedir. Hatta şöyle ki çocuklarını özel okullarda okutmayı düşünen veliler, bu sınıfların niteliğini görerek öğrencilerini devlet okullarına kaydetmeye başlamışlardır. Diğer taraftan yine sınavla öğrenci alabilen İmam Hatip Ortaokullarından da öğrencilerin bu okullara kaydığı görülmüştür. Özellikle Özel Eğitim Kurumlarının “iyi öğrencileri” kaybetme tedirginliği ve gerçekliği ile yüzleştiği yadsınamayan bir gerçeklik haline gelmiştir. Tam bu noktada yapılan değişiklikler ile Ortaokullarda “çoklu yabancı dil eğitim modeli”ne geçiş ile bir belirsizlik oluşmuş veliler 5. Sınıf kayıtları için tekrar özel eğitim kurumlarına “mecburen” kaymak zorunda kalmışlardır.
Tüm bu yaşanan süreç akıllara bazı soruları kaçınılmaz olarak getirmektedir;
- Milli Eğitim Sistemi neden adı üzere milli ve ulusal düzeyde uygulama birliğini haiz değildir?
- Yapılan çalışmalar Özel Eğitim Kurumları ve dahi İmam Hatip Ortaokullarını teşvik etmeye mi çalışmaktadır?
- Hazır bulunuşluk düzeyine göre öğrenci seçme hakkı Ortaokullardan kaldırılırken neden İmam Hatip Ortaokullarında uygulama devam etmektedir?
- Salt Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı olduğundan bahisle İmam Hatip Ortaokullarında var olan pozitif uygulama farklılığı doğal ve makul müdür?
- Devlet Ortaokullara üvey evlat muamelesi mi yapmaktadır?
- Değilse neden “Çoklu Eğitim Modeli Kılavuzu” muğlaklıklarla dolu ve adeta sorumluluk almayalım mantığı ile kaleme alınmıştır?
Tüm bu sorular açıklığa kavuşmaya muhtaçtır. 30 Mayıs tarihinde Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli Kılavuzunda ki belirsizlikler giderilmelidir ki akıllardaki soru işaretleri kalksın. İlgili kılavuzda açıklığa kavuşturulması gereken konular şu şekilde sıralanabilir:
- Modeli uygulamak isteyen okullar kaç sınıfı bu kapsamda alacaklarını Okul Yönetimi başvuru aşamasında belirlemekte ve onay buna göre verilmektedir.
- Kayıt döneminde e okul sistemi 5. Sınıfları kura ile dağıtmaktadır. O halde okul yönetimimin belirlediği sayıda 5. Sınıflar nasıl belirlenecektir.
- Bu sınıfı talep eden velilerin öğrencileri kura ile farklı sınıflara dağılacaktır, o halde nasıl aynı sınıfta toplanacaktır? Sistem buna izin verecek midir?
- Okulun açmaya karar verdiği sınıf toplam mevcut sayısından daha fazla talep oluşursa, öğrenciler nasıl belirlenecektir.
- Daha önce fiziki ortamı ve kadrosu uygun olan tüm okullar bu uygulama sınıflarını açabilirken, yeni kılavuzla neden ülke genelinde 300 okul ile sınırlandırılmıştır?
Hülasa yeni uygulamanın ne getireceği konusunda herkesin kafası karışık durumdadır. Kimi okullar modele başvuru yapıp aynı zamanda hazır bulunuşluk sınavı yapmakta, kimi okullar sınav yapmayıp sadece başvuru yapmakta, kimi okullar ise hiç başvuru yapmayıp süreci izlemektedir. Ama gerçek olan şudur ki bu seneye kadar uygulanan ve lezzetli meyvelerini veren bir ağaç daha budanmakta ve kurumaya terk edilmektedir. Bakanlığın kastı bu ise bu yanlıştan bir an önce dönmesi, yok uygulamanın devam etmesi yönünde iradesi var ise de bunu açıkça, yoruma yer vermeyecek keskinlikle belirterek, süreç hakkında detaylı yönlendirme ve görüş yazıları ile şeffaflık sağlaması gerekmektedir. Okulların belirli sayıda uygulama sınıfları açmasının önü açılmalıdır.
Detaylıca açıklanan süreç ile ilgili, Anadolu Eğitim Sendikası olarak tespit ve önerilerimizi Bakanlığa ileterek taleplerimizi belirttik ve süreç hakkında bilgi istedik.
Anadolu Eğitim Sendikası Hukuk Sekreterliği