Ülkenin her alanına doğrudan etkisi olan eğitimin sistemli bir yapıya kavuşması ülke için varlık sorunudur. Bunun için siyasi yaklaşımlardan uzak ülke değerleri ile barışık, dış dünyaya açık bir sistem inşa etmek için katılımcı bir yol izlemek kaçınılmazdır. Eğitimi toplum mühendisliğinin bir aracı olarak görmek, siyasi kaygılara göre şekillendirmek ülkemizin ayağına vurulmuş bir prangadır.

 

Bu zamana kadar değişen sistem, içinde kaybolan nesiller meydana getirmiştir. Değişen programların dünyadan örneklerine bakılarak, akademi ile tartışarak, çeşitli kesimlerin görüşleri alınarak hazırlandığı söylense de açık ortamlarda yapılmayan kapı arkalarında hazırlanan programlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Yaşadığımız bu süreçte aynı hataya düşmemek için geçmişten ders alınmalıdır. Eğitimde yapılan yanlışlar emek, kaynak ve insan gücü kaybına yol açmaktadır. Ülkemizin kaybedecek zamanı yoktur.

 

Bu kapsamda AESSAM (Anadolu Eğitim Sendikası Stratejik Araştırma Merkezi) olarak hazırladığımız kapsamlı raporumuzu kamuoyu ile paylaşıyor, ZORUNLU EĞİTİM ile ilgili önerilerimizi iletiyoruz.