Siyasilerin Değil, Tüm Eğitim Çalışanlarının Sendikası

ÖMK: ÖĞRETMENE MOBİNG KANUNU

28 Haziran, 2024

Kamuoyunun bir süredir taslak metin üzerinden tartıştığı ÖMK teklifi, 26 Haziran 2024 Çarşamba günü TBMM Milli Eğitim Komisyonuna gönderildi. Metni incelediğimizde, bir süredir taslak olarak incelediğimiz metin ile aynı olduğunu görüyoruz. Aslında daha birkaç gün öncesine kadar 25. Maddenin çıkarıldığı yönünde bilgiler geldi ise de, teklif incelendiğinde 25. Madde dâhil taslak metindeki tüm maddelerin korunduğunu görüyoruz. Metinde olup olmayacağı çok tartışılan rotasyon maddesinin olmadığını görüyoruz. Aslında yönetmelik düzeyinde rotasyon, mevzuu hukukta zaten vardı. Ama kanun metnine eklenmemesi, idarenin de bu uygulamayı istemediğini, ya da gözünün kesmediğini göstermektedir. Aslında rotasyonun çıkarılması ve eğitimciye şiddete karşı getirilen ek güvenceler(eksik olsa da) dışında meslek kanununda bizleri onure edecek, motive edecek geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak hiçbir şey yok! Bu haliyle Daha çok ÖMK(Öğretmene Mobing Kanunu) olmuş görünmektedir.

O halde toparlayacak olursak, taslak metin üzerine yaptığımız değerlendirmeler[1] güncelliğini korumaktadır. Bu konulardaki itirazlarımızı her platformda ifade etmeye çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz. Bunların neler olduğunu kısaca hatırlamakta fayda var:

 

  • Geçici madde 3’e göre 20 yılını dolduran öğretmenlere uzmanlıkta 10 yıl bekleme şartı aramaksızın başöğretmenlik verilecek. Bu madde ikinci bir EYT vakasına dönüşmemeli!

 Örnek verirsek; Geçen sene uzman olmuş 19 yıl 10 ay çalışmaya sahip öğretmen, 2 ay ile başöğretmenliği kaçıracak ve 9 yıl daha bekleyecek diye de yanlış yorumlanabilir. Bu şekilde yorumlanırsa da bu kanunun en acımasız maddesi olmaya aday bir madde olur. Ne demek istediği tam da belli olmayan bu madde anlatım bozukluğu içermektedir. Her ne kadar gerekçe böyle belirtilmese de yorumlama ve uygulamadan bir çok yanlış yapan MEM’ler burada da mağduriyet oluşturabilir. Buradaki yanlış yorumlamayı engellemek için net ifadeler yer almalıdır.

  • Akademi kurumunu ısrarla getirmek istiyorlar. Öğretmenler eğitim fakültelerinde mesleki açıdan donanımlı bireyler olarak zaten yetişiyor. Akademisyenler, fakültelerde öğretmenlere öğretmediği neyi akademi çatısı altında öğretecek? Eğitim fakültelerini mi beğenmiyoruz, yoksa akademisyenleri mi? Akademisyenleri beğenmiyorsanız, akademide de onlara görev vereceksiniz. Sorun eğitim ortamı ise, yani fakülteleri beğenmiyorsanız, 30 ile kuracağınız akademi merkezleri, eğitim fakültelerinden hangi açıdan daha donanımlı olacak lütfen izah edin. Bunca külfet neden? Eğitimin sorunu gerçekten öğretmen niteliği mi sadece? Akademi ile ülke eğitimi şaha kalkacak mı sanıyoruz? Asla olmayacak. Çünkü eğitim sistemimizin çok daha köklü yapısal sorunları var.
  • Taslak metinde akademide eğitime alınan öğretmen adaylarına 30000 katsayı ile ödeme yapılacak; bu da yaklaşık 23000 TL ye tekabül eden bir rakam olacak diye yazılmıştı. Ama bir şark kurnazlığı ile bu katsayıyı değiştirip 18600 seviyesine indirerek adayların maaşını 14000 TL ye çektiler. Hangi vicdana sığar gencecik bir öğretmen adayına, ülkenin geleceğini inşa edecek gençlerimize 14000 TL yi reva görmek? Asgari ücretin bile altında bir ücretle akademi merkezlerinde bu çocuklar, bırakın mesleki olarak kendini geliştirmeyi, hayatta kalma mücadelesini bile nasıl verecekler? Yoksa öğretmen değil de survivor yarışmacısı seçiyoruz da haberimiz mi yok?
  • Kanunun 34. Maddesini her fırsatta ve her platformda eleştirdik. Bu maddeyi asla kabul etmiyoruz. Müfettiş denetimleri sonucu görevini yapmakta uygun bulunmayan öğretmenlerin hizmet sınıfı değiştirilecek, yani düz memurluğa alınabilecek. Keyfi uygulamalara kapı açacak bir maddedir. Çok tehlikelidir. Kötü niyetli kişilerin elinde ölümcül bir silaha dönüşmeye namzettir. Tam bir mobing aracıdır. Neden böyle bir madde koyulmuş gerçekten anlamak güç. Bakanlığımız personeli üzerinde neden tehdit aracına ihtiyaç duyuyor. Bunlar açıklanmaya muhtaç sorular.
  • Öğretmenin görevleri arasına “merkezi ve mahalli sınavlarda görev almak” ibaresi eklenerek re’sen görev tevdi etme yolu kanun düzeyinde sağlamlaştırılmaya çalışılmıştır. Biz her zaman “öğretmene zorla sınav görevi verilemez.” Dedik. Dolayısı ile bu düzenlemenin metinden çıkarılması gerektiğine inanıyoruz.
  •  Biz öğretmenin sözleşmelisi olmaz diye haykırdıkça, bakanlığımız maalesef sözleşmeli öğretmen alımından vazgeçmiyor. Onca akademi eğitiminden ve sınavlardan geçirdikleri öğretmenleri bir de üstüne sözleşmeli olarak atıyor. Tam bir şirket mantığında yönetiliyoruz.
  • Madde proje okulları ile ilgili. Bakanlığın vazgeçemediği bir diğer sevda da bu proje okulu meselesi. Öğretmen ve idarecilerini tamamen bakanın belirleyeceği, “şahsına münhasır” ya da “özerk” okullar oluşturma gayretinin amacını merak ediyoruz. Ya da şöyle soralım: istatistik bilgileri ışığında bu güne kadar proje okulları ile hedeflenen amaçlar neydi ve bu amaçlara ne kadar oranda ulaşıldı? Dikkat edelim bu okulların sayısı her geçen gün artabilir. Ve öyle bir gün gelir ki adamı olmayan, malum sendikalardan olmayan öğretmenler gidecek okul bulamayacak hale gelebilir. Bir bakıma “rezerve kadro” sorunu önümüze çıkmaya aday olacaktır.
  • Madde öğretmenliğin sona ermesi başlığını taşıyor. Bu maddenin neden ayrıca ele alındığını bir türlü anlamıyoruz. Öğretmenliği sona erdiren sebepler bunlarla sınırlı değil. Başka mahkûmiyetler de memurluğa engel olabilmekte. Dediğimiz gibi kanun yazma tekniği bakımından ÖMK birçok sorunu barındırmakta.
  • Akademide görev alacak öğretmenler ile ilgili kriterler net değil. Sadece görevlendirilebilir düzenlemesi var. Burada öğretmen seçiminde şeffaflık olmaması her zamanki gibi akıllara torpil ve adam kayırma sorularını getirmektedir. Bunun aklımıza gelmesinin sebebi biz değiliz. Geçmiş tecrübelerimiz bizi teyakkuzda olmaya sevk ediyor.
  • Eğitimcilere karşı işlenen suçlarda cezada artırım getirildi. Ayrıca erteleme hükümlerinin uygulanmaması esası getirildi. Bunlar olumlu gelişmeler. Fakat biz asıl olarak tutuklama hükümlerini bekliyorduk. Yani tutuklama sebeplerinin var sayıldığı katalog suçlar arasında eğitimciye karşı suçların eklenmesi gereklidir.

 

Anadolu Eğitim Sendikası

    Hukuk Sekreterliği

 

[1] Bakınız: (https://www.aes.org.tr/haber/ogretmenlik-meslek-kanunu-taslak-metin-uzerine-degerlendirme/2104)

Yorum Yap